33.7 C
Karabük
7 Temmuz Pazartesi 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 131

10 takım yatmayacak

TFF,’nin "10 TAKIM NE OLACAK?" sorumuza cevap verme hazırlığında olduğu bilgisi geldi.

Bir önceki yazımızda bir taraftarın bize sorduğunu;” TFF yetkililerine soruyoruz:Süper Finalin dışında kalacak 10 takımın futbolcuları ile kulüpleri yaklaşık 2 ay boyunca ne yapacak?10 Kulübe 10 dönüm bostanı olan Osman adlı şahsa söylenebilecek yan gel yat telkinimi vereceksiniz? Diye  gündeme taşımış ve TFF’ye Açık Meptup başlıklı köşemizde sormuştuk.
 
Edindiğimiz bilgilere göre TFF bulduğu yeni formülle ilk 8’in dışında kalan takımları tekrar sahaya çıkaracakmış.

Gelecek sezonu bekleyen bu büyük tehlikenin farkına varan federasyonunun yayıncı kuruluş ve kulüplerle bir dizi görüşmeler yaptığını, Final şampiyonluk ve Süper Final Avrupa Ligi’nde mücadele edecek olan 8 takımın dışında kalan 10 takım içinde ayrı bir turnuva hazırlığında olduğu bilgisi geldi.
 
Büyük para ödüllerinin olacağı tek devrelik turnuvaya ligden düşen 3 takım da katılacağı 10 takımdan oluşan turnuvanın sonunda ilk üçe kalan takımlara para ödülü verilecekmiş.

Futbol federasyonunun Süper Final’de mücadele edecek 8 takım dışında kalan 10 takımın mücadele edeceği müsabakalar 15 Nisan ile 20 Mayıs arasında oynananmasının planladığı açıklamanında önümüzdeki günlerde yapılacağı bildirildi.

Bunlar şimdilik duyumlar federasyonun 10 takımlık tek devreli ligle ilgili resmi açıklamayı yapmasını ve böylece büyük bir yanlıştan dönmesini bekliyoruz.

Anlaşılan Demirören yönetimi tehlikeyi görerek, 10 takıma 10 dönüm bostanı olan Osman misali 2 ay boyunca “yan gel yat” demeyecek..

1391

3 Nisan

Cumhuriyet Kenti Karabük’ün Varoluş Nedeni, Demir-Çelik Fabrikaları’nın 75’nci Kuruluş Yıldönümü.

Tüm Dünya Hızla İkinci Büyük Savaşa Sürükleniyorken, Enflasyon,  Başta Almanya Olmak Üzere Avrupa’nın Belini Kırıyorken, Amerika’da Al Capone, Dıllınger İsimli Gangsterler Düzene Meydan Okuyor, Bankalar Yağmalanıyorken, Genç Türkiye Cumhuriyeti Büyük Önderin Hedeflediği Çağdaşlığa, Uygarlığa Koşuyor, İnanılmayacak Atılımlar Gerçekleştiriyordu.
Bunlardan Biri De; Karabük Demir-Çelik Fabrikalarıydı. Atatürk’ün Vasiyeti Olan, Rüyalarda Bile Görülemeyecek Bu Dev Projenin Temeli 3 Nisan 1937’de İsmet Paşa Tarafından Atıldı.
Yaşamı Boyunca Bir Çok Defa Nankörlüğe Hedef Olan; Ölümünden Sonra Da, Hele Günümüzde Hitler’e Benzetilen, Camileri Kapatmakla, Cepheden Kaçmakla İtham Edilen İsmet Paşa’nın Bugün Kabri Başındaydım.
Bir Onur Saydığım Karabüklü Olmanın Ve Ekmeğini Yediğim Demir Çelik Fabrikalarının Bir Mensubu, Bir Çelik Emekçisi Olmanın Sorumluluğu Ve Borcuyla, Atası, Sevgili Dava Arkadaşı Mustafa Kemal’in Tam Karşısındaki Kabrinde O’na Dua Ve Teşekkür Ettim.
Nur İçinde Yat, Mekanın Cennet Olsun Aziz Paşam.

1456

Çevrecilerin gazı mı alındı?

Demir ve Çelik Tesislerinin üretimleri sırasında bacalardan çıkan atıkların yeniden ekonomiye kazandırılması için kurulan Fabrikaların benzerlerinin İtalya ve İspanya  gibi ülkelerde de bulunması üzerine bu ülkelere bir gezi düzenleyen Marmara Geri Kazanım A.Ş, (MARZİNC) bu tesislerin çevreye ve havaya  zarar vermediği konusunda Çevrecileri ikna etti. Ancak düzenlenen bu gezi acı bir gerçeği de ortaya çıkardı. Bu gerçekte Karabük’te kurulu bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) bilgisiz ve deneyimsiz kişiler tarafından yönetildiği.

İlk zamanlarda MARZINC’in, Demir ve Çelik Tesislerinin üretimleri sırasında bacalardan çıkan atıkların yeniden ekonomiye kazandırılması için kuracağı Tesisle ilgili kimsenin bilgisi yoktu. Tesisisin Karabük’te istihdam için çok önemli olduğu yetkililer tarafından sürekli dile getirildi ve Tesis için yer tahsisi yapıldı. Daha sonra MARZINC’in bu tesisi başka yerlerde de kurmak için çalışma yaptığı ancak o kuracağı yerlerdeki vatandaşların ve STK’ların  çevre ve hava kirliliği yaratacak endişesi ile tesisin kurulmasına karşı çıktığı Karabük gündeminde konuşulmaya başlandı ve bu arada da Organize Sanayi Bölgesinde de Tesisin kurulma çalışmaları başladı. Daha sonra Karabük’te Tesisin kurulmaması için bazı Sivil Toplum Kuruluşlarından oluşan ve Çevre Derneği ile Ziraat Odasının başı çektiği Çevre Platformu kuruldu. Bu Platform düzenlediği toplantılarda Tesisin çevreye ve havaya olan zararlarını konuştular, açılan mahkemelere müdahil oldular ve hatta imza kampanyaları düzenlediler. Çevrecilerin bu çıkışından sonra MARZINC Yöneticileri de toplantılar düzenleyerek, bu tesislerden başka ülkelerde de bulunduğunu ve ne çevreye ne de havaya hiçbir zararının olmadığını bilimsel verilere dayanarak anlattılar. Hatta bu tesislerin bulunduğu yerlerin fotoğraflarını kamuoyuyla paylaştılar, yine de Çevre Platformunu ikna edemediler.

MARZINC Firması daha sonra bu tesislerin bulunduğu ülkelere İtalya ve  İspanya’ya  gezi düzenleme kararı aldılar. Bu geziye Çevrecileri ve görüntüleri çekmek için de bazı basın yayın kuruluşlarını davet ettiler. Gezi 2 Ülkeyi kapsadı ve yaklaşık 1 hafta sürdü.

Geziye giden heyet geçtiğimiz hafta Cuma Günü Karabük’e döndü. Döner dönmezde geziye katılan Karabük Çevre Derneği Başkanı Bünyamin Coşkun Basına röportaj verdi ve aynı sistemin kurulması halinde çevreye zarar vermeyeceğini söyledi. Hatta “Bu geziler sırasında gördük ki buralarda bulunan fabrikaların çevreye bir zararı olmadığı gibi, fabrikaların hemen yanı başında alışveriş merkezleri, okullar ve bir çok yeşil alan var” dedi.

Ancak Çevre Derneği Başkanı Bünyamin Coşkun herhalde unutmuş olacak biz hatırlatalım. MARZINC Yetkilileri bunları zaten açıklamıştı. Sizler desenize biz bu konuda hiçbir araştırma yapmadık, sadece kulaktan dolma bilgilerle konuştuk, boşuna kamuoyunu meşgul ettik diye.

Anlaşılan sizlere sadece bilimsel açıklamalar yetmiyormuş, yerinde göstermek gerekiyormuş. Ama olsun, bunun sayesinde belki de hayatınızda hiç göremeyeceğiniz İtalya ve İspanya’yı  da görmüş oldunuz.

Coşkun yaptığı açıklamada ayrıca DİOKSİN ve PRON gazlarının her iki fabrikada da yalnızca yılda bir defa ölçümünün yapılmasına şaşırdığını söyleyerek, internet üzerinden yapılan araştırmaları ile bu konunun çatışmasına anlam veremediğini dile getirdi. Burada sorulacak soru çok basit. AB ülkeleri zehirli gazlardan vatandaşlarını korumak için yılda bir defa ölçüm yapıyor. AB standartları yetersiz kalıyor. Bu gazları Karabük’teki teknik arkadaşlarına değil, AB gözetmelerine sor ve dünya çevrecilerine AB’yi şikayet et!…

1853

Korkmaz ayrıldı yeni hoca yolda

Karabükspor’un Teknik Direktörü BÜLENT KORKMAZ dün Safranbolu’da bir basın toplantısı yaparak Karabük’e veda etti. Bugün takımın başında son kez Orduspor maçına çıkacak olan KORKMAZ maçtan sonra Karabük’ten ayrılacak. Basın toplantısında önemli bir başarı elde ettiklerini özellikle belirten KORKMAZ, maddi konumun 2. planda olduğunu 3 yıllık bir plan önerdiğini nedense kabul görmediğini söyledi. Sayın KORKMAZ’ın maddi konunun 2. planda olduğunu söylediği söze karşılık 3 yıllık sözleşme istediğini ve 1 milyon 350 bin AERO’nun 2 yılda kendisine ödenmesi şartının olup olmadığını sorduğumuzda sadece konuşulduğunu haliyle 3 yıllık sözleşmede bunun konuşulmasının doğal olduğunu da kendi açısından izah etti. Ancak rakamı inkâr etmedi. Belli ki 2 yıllık istenen 1 milyon 350 bin AERO doğru. Türk parası karşılığı ise 3 trilyon 137 milyar 24 aya böldüğümüzde ise aylık 130 milyar. Oysaki 1,5 yıllık anlaşmada bu sezon için ödenecek 900 milyar TL idi. Aradaki fark 610 milyar. Anlaşamamanın gerçeği de burada yatıyor. İsteyen istemiş vermeyen vermemiş. Ayrılıkta kaçınılmaz olmuş. Dostça da ayrılınmış haliyle teşekkür edilerek. Bundan sonra ayrıntılı yazıp çizmeye de gerek yok. Şimdi yeni hocayı bekleyeceğiz.

Muhtemelen önümüzdeki hafta netleşir. Zira transfer başlayacak yeni hoca önümüzdeki hafta göreve başlar diye düşünüyoruz. Süper Lig, deneyimli bir hocanın olacağının kesin olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Mesut BAKKAL’ın olmadığını da biliyoruz.

1178

Kral ve Soytarı

Ünlü bir düşünür “En yorgun nehir bile dolana dolana ulaşır eninde sonunda denize “ diyor.
Sevgili dostlar.Yaşamın içinde ezilmelerin,coşkuların,depremlerin,rüzgarların sesinde,yorgun nehirler gibi hep bir deniz düşüyle akıyor ve yaşıyoruz. Çünkü bir sonraki güne kimin,nasıl ve nerede uyanacağı belirsiz bir toplumsal güvensizlik kenti Karabük…Hoş ülkemizde aynı değil mi!
Birey olarak duruşumuzdaki tercihler için ansızın bedeller konulabilir önümüze.Tabi “ Kral “ değilseniz “ Soytarıyı da “ oynamayı reddediyorsanız bu bedellerle çok sık karşılaşırsınız…
Yinede yaşamak her şeye rağmen her şeye bedel…Çünkü bu duygunun saçağında KRAL ve SOYTARI oyunu yatar.
İnsanlık tarihinin bütün zamanlarında bu duygu hakimdir. Kimileri kralı oynar kimileri de onun soytarılığını yapar. Tarihin her döneminde böyle olmuştur.
Bakın çok uzağa gitmeyin.Eğer öyle olmasaydı Karabük bu hale düşermiydi ? İnsanlar çocukların geleceğini karartanların yalanlarına bu kadar kolay kanarmıydı.?
Geçtiğimiz günlerde son çıkan teşvikle ilgili tartışmadan geldi aklıma bunlar.
Ne dersiniz. Haksızmıyım.!..

1204

Hakem hataları dün de vardı

Kardemir Karabükspor teknik direktörü Bülent Korkmaz alınan kötü sonuçlarla ilgili her geçen gün ilginç açıklamalara yer vererek suçlu aramaya devam ediyor. Haftalardır alınan kötü sonuçlarla ilgili her maç sonrası şaşırtıcı açıklamalara yer veren Sayın Korkmaz bu sefer de kamuoyu ve basını suçlayarak”hakem hatalarında kamuoyu ve basın gereğini yapmıyor”demiş.

Sayın Kormaz’ın öncelikle şunu iyi bilmesini istiyoruz.Bu hakem hataları geçtiğimiz yıllarda da vardı ve Karabükspor’un o zamanlarda da canı yanmıştı. Hatta geçtiğimiz yıl o zamanın futbol federasyonu başkanı Mahmut Özgener misafir olarak Karabük’e gelmiş ve şahsımız tarafından” hakemler Karabükspor’un canını çok yakıyor. Buna nasıl bir çözüm bulunabilir ” şeklinde bir soru ile sorun dile getirilmişti.Yani Karabükspor için kamuoyu da basın da gerektiği zaman gerektiği şekilde üzerine düşeni yapar.

Kısacası hakem hataları dünde vardı, bugünde var ve yarında olacak. Tabi ki bu hakem hataları dillendirilmeli, dile getirilmeli,gereği yapılmalı. Ancak, Mersin maçında 3-1 galipken,5-3 nasıl maç verilir bunun iyi analiz edilmesi lazım bizce.Bakın bu maçtan sonra apar topar 6 futbolcunun sözleşmesinin fesih edildiği açıklanıyor. Bu bize göre bir gaz alınma düşüncesidir. Zira, bu futbolcular çok uzun süredir zaten futbol oynamıyorlardı. Neden şimdiye kadar fesih edilmedi de böyle bir maçın arkasından göstermelik olarak operasyon yapıldı.

Bize göre Karabükspor’u yönetenler nerelerde hata yapılıyorsa birazda kendi özeleştirilerini yapmalılar.Yoksa elimde ki malzeme bu,hakem hatalarından hakkımız çalınıyor. Kamuoyu,basın bize sahip çıkmıyor gibi söylemler çokta inandırıcı değil.Çünkü hakem hataları sürekli yapılıyor. Siz yıllardır Galatasaray gibi büyük bir camiada futbol oynadınız.Yani futbol camiasını çok iyi biliyorsunuz ve Karabükspor’a gelirken de bunların hepsinin farkındaydınız.

Tüm bunları düşünerek bence Ocak ayında en iyi transfer nasıl yapılır,yanlışlardan nasıl dönülür bunların iyi hesap edilmesi gerekiyor.Siz iyi futbol oynarsanız inanın hakemleri de yenersiniz.Umarız bu takım en kısa zamanda toparlanır yoksa işimiz gerçekten çok zor.

Neyse yarınki Beşiktaş maçından sonra devre arasına giriyoruz. Karabükspor olarak belki biraz kafamızı toparlarda siyahlı günlerden beyazlı günlere yeniden döneriz…

1390

Evet ne diyorduk

Yaşadığımız kent.

Kuruluşunun önemini bazen unutsak da ,bunu kutlamaktan   onur duyduğumuz Cumhuriyet kenti Karabük…

İçinde bulunduğumuz düş durumundan çıkmaya hazırlandığımıza göre gerçekleri konuşabiliriz:

Evet ne diyorduk:

“Mazisi derinlerde olmayan kent.

Şimdilerde….

“Kendi kabuğunu kırma çabasında olan  kent…”

“Geleceğini arayan kent”

Anlaşılacağı üzere….

Her zaman farklı değerlendirmelere açık olan kent.

Değişik pencerelerden  bakışlar , düşüncelere ve yorumlara farklı anlamlar kazandırıyor.

Ve aynı zamanda içinde bulunduğumuz anı  etkilemeye çalışıyor.

Son bakış açısı ile ne derseniz deyin Karabük ile ilgili olarak nihai bir değerlendirmeye ulaşmak bir türlü mümkün olmuyor…!

****

Kent için üretilen fikirler önemli görünse de o yine de  ortalıklarda bir tuhaflık var.

Havanda su dövüyoruz sanki…

Bulvar siyaseti yapıyoruz…

Birbirimizi iyi eleştiriyoruz

Ama bir türlü iş üretemiyoruz.

Tabi uyanıkları  bu değerlendirmelerin dışında tutuyoruz.

Onlar her zaman işini/işlerini çok iyi biliyor.

Durumdan hiçbir zaman şikayet etmiyorlar.

Yaptıkları tek şey kentteki konumlarını güçlendirmek ve statükonun devamını sağlamak.

Ne de olsa uyanıklık bunu gerektiriyor.

Evet…

Ne diyorduk.

İstenileni bir türlü elde edemiyoruz.

Neden acaba?

Ortada icraat yok.

Bizim için bu hiç önemli değil…

Konuşuyoruz ve eleştiriyoruz ya o yeter…!

Bir bakıma aslında boşuna konuştuğumuzun da  farkındayız…

Ama bunu kabullenmek bir türlü işimize gelmiyor…

****

Lütfen biraz fikir jimnastiği yapınız.

Farklılıkları ve geleceği tartışmadan korkmayınız.

Çünkü düşünmek ferahlıktır.

Sorunları tartışmaktan  korkan mı var?.

****

Üretim ve emek kenti Karabük…

Mazideki o büyük kent…

Şimdilerin en büyük emekliler kenti…

Neden böyle olduk acaba…!

Yanıt  bulmak gerçekten zor.

Umut yarınların özlemi.

Her şey statükoya kurban edilmiş durumda.

İçinde bulunduğumuz ortamda tek gerçek bu…

Son yorumda  Karabük…!

Var ile yok olma arasında gidip gelen  tek gerçek.!

1274

Her Telden (12 Mayıs 2012)

“GAZETECİLİĞİ KİŞİSEL MENFAATİ İÇİN KULLANIYOR..” GİBİ UCUZ BİR GÖRÜŞ VE BUNU İSPAT ETME HAYSİYETİ…
Kimi çevreler çok ucuzcu bir yaklaşım sergilerler ve Gazeteci arkadaşlarımız,kardeşlerimiz için “GAZETECİLİĞİ KİŞİSEL MENFAATİ İÇİN KULLANIYOR..” gibi görüşler ileri sürerler.
BUNU BİZİM İÇİN SÖYLEYENLERDE OLMUŞTUR/VARDIR.
Ancak,HAYSİYETLİ/ŞEREFLİ/ONURLU/NAMUSLU insanlar söylediklerini ispat etmekle de yükümlüdürler,ispat edemezlerse,havada kalacak sözlerle insanlara çamur atarlarsa HAYSİYETSİZ/ŞEREFSİZ/ONURSUZ/NAMUSSUZ konuma düşerler..
Kİ;HİÇ KİMSENİN BU KONUMA DÜŞMESİ BİZİ SEVİNDİRMEZ.
“GAZETECİLİĞİ KİŞİSEL MENFAATİ İÇİN KULLANIYOR..” gibi ucuz bir yaklaşım sergileyen insan/insanlar “BİZDEN ŞÖYLE BİR MENFAAT TALEP ETTİ.KABUL ETMEDİK/ETMEDİM..” diyebilmeli.
Böyle davrananlar oldu ise o suçlamalar getirilmeli.
Bakın GAZETE TİCARİ BİR ÜRÜNDÜR,bunu hiç ama hiç kimse inkar edemez,sonuçta GAZETE/RADYO/TELEVİZYON Ticarethanedir ve buraların gelirleri de bellidir.
Bir Ticari ürünü alırken,elbet ki bedel ödenecektir ve buna kimse,ama,kimse “SEN/SİZ ÇIKAR SAĞLIYORSUNUZ..” diyemez,öyle bir hakkı/hukuku yoktur.
“SEN/SİZ,BANA,HAKKIM OLMAYAN ŞU/ŞU HAKLARI VERECEKSİNİZ..” denildiği an “MENFAAT TEMİNİ..” ortaya gelir ki,bunu da hiçbir Gazeteci yapmaz,hele/hele biz böyle basitliklere hiç mi hiç tevessül etmeyiz.
Böyle iddiaları olanlar İSPATLAYABİLİRLER Mİ..?

MHP KARABÜK İL BAŞKANLIĞI’NA SAYIN METİN DEMİREL VE SAYIN ZEKİ AKBULUT ADAY OLARAK GİRECEKLER..
MHP Karabük İl Kongresi 20 Mayıs günü yapılacak ve halen İl Başkanı olan Sayın METİN DEMİREL yeniden Aday olacağını açıkladı ve bu açıklaması sırasında “YENİ ADAYLARDA ÇIKABİLİR..” dedi.
Sayın METİN DEMİREL’İN SÖYLEDİĞİ ÇIKTI.
Daha önce Ülkü Ocakları Başkanlığı da yapmış olan ve MHP içinde ismi bilinen Sayın ZEKİ AKBULUT’UN İl Başkan Adayı olacağı ve bu yarışa katılacağı söylendi.
Sayın ZEKİ AKBULUT önümüzde ki hafta içinde bunu Resmen açıklayabilir ve bu yönde çok önemli bilgiler verilmeye başlandı,Adaylığına ilişkin olacak güçlü sinyaller geliyor.
BAŞKA ADAYLAR DA ÇIKABİLİR Mİ..?
“EVET ÇIKABİLİR..” diyen MHP’Lİ çevreler var elbet ki.
Şuan itibarı ile Sayın METİN DEMİREL ile Sayın ZEKİ AKBULUT,MHP İl Başkanlığı yarışında varlar ve yeni Aday/Adayların çıkması ihtimali de söz konusu elbet ki.
MHP İçinde “SAFLAŞMA VAR GALİBA..” ve böyle sinyaller geliyor.
“BÖLÜNME/HİZİPLEŞME..” demek,belki,ağır olur,ama, “SAFLAŞMA VAR..”
O yüzden,yeni aday/adaylar da,bekleniyor..

KARABÜK BELEDİYE BAŞKANI SAYIN RAFET VERGİLİ “MHP İÇİNDE Kİ ÇEKİŞMELERE ÇOK UZAK DURUYOR/GİRMİYOR”
MHP Karabük İl Kongresi 20 Mayıs günü yapılacak ve İl Başkanı Sayın METİN DEMİREL YENİDEN Aday,öte yandan Sayın ZEKİ AKBULUT’UN İl Başkan Adayı olacağı üzerinde de,çok güçlü sinyaller geliyor.
Sayın ZEKİ AKBULUT,önümüzde ki hafta resmen açıklayabilir.
Dikkat ediyoruz Karabük Belediye Başkanı Sayın RAFET VERGİLİ,MHP içinde ki çekişmelerden çok ama çok uzakta duruyor,en küçük bir işaret vermiyor,kimi desteklediği,destekleyeceği noktasında hiçbir bilgi sızmıyor.
TAM ANLAMI İLE TARAFSIZ BİR KONUMDA.
Burada Sayın RAFET VERGİLİ için “HEM PARTİ İÇİNDE TAM ANLAMI İLE TARAFSIZ KONUM DA..” diyerek sözü Belediye Başkanlığı icraatlarına da getirmek “BELEDİYE BAŞKANI OLARAKTA HİÇBİR PARTİ TAASSUBU YOK,O NOKTADA DA ÇOK AMA ÇOK TARAFSIZBİR İCRAAT SERGİLİYOR..” demek gerek.
Kendisi de bunu söylüyor zaten..
“KİMİLERİ ASGARİ ÜCRETLE MÜTEAHHİT İŞÇİSİ ALINIRKEN,BİZE MUTLAKA SORACAKSIN.BU İŞÇİLERİ BİZİM PARTİ BİLDİRECEK DERKEN.BEN HİÇBİR ZAMAN BÖYLE YAPMADIM..” diyor ve gerçekten de yapmadı.
Neyse:Sayın RAFET VERGİLİ tam anlamı ile tarafsız.
MHP İçinde ki yarışta “PARTİ TABANI BİLİR..” gibi bir duruşu var.

CHP KARABÜK İL KONGRESİ 20 MAYIS GÜNÜ VE ŞU ANA KADAR SAYIN BAYRAM KARADAĞ DIŞINDA BİR ADAY YOK..
MHP ve CHP İl Kongreleri aynı güne denk geldi ve MHP İl Kongresi’nde BİRKAÇ ADAY yarışacak gibi bir hava eserken,CHP Karabük İl Kongresi’nde Sayın BAYRAM KARADAĞ dışında İL BAŞKAN ADAYI yok gibi görünüyor.
Sayın BAYRAM KARADAĞ tek aday olarak seçime girecek galiba.
ŞU ANA KADAR BAŞKA BİR ADAY ÇIKMADI.
CHP İçinde İL DELEGELERİNİN Sayın BAYRAM KARADAĞ ile birlikte hareket edecekleri inancı büyük,o nedenle olsa gerek,ortaya ben İL BAŞKAN ADAYI olacağım şeklinde çıkan bir isim yok.
Gönlünden böyle bir niyet geçenler bile “DELEGE OY VERMEZ.BU DELEGE YAPISI KESİNLİKLE Sayın BAYRAM KARADAĞ’DAN YANA OY KULLANIR.ADAY OLUP YIPRANMAYA GEREK YOK..” diye düşünüyor olabilir.
BÖYLE DÜŞÜNENLERDE HAKLIDIRLAR..
Örneğin EFLANİ-OVACIK-ESKİPAZAR delegeleri kesinlikle Sayın BAYRAM KARADAĞ ile birlikte hareket ederler,MERKEZ delegesi içinde Sayın BAYRAM KARADAĞ’IN vereceği fire,5 olur,10 olur,Safranbolu ve Yenice delegeleri içinde aynı şeyleri söylemek mümkün.
Bu nedenle başka İL BAŞKAN ADAYI çıkmayacak gibi görünüyor.
Sayın BAYRAM KARADAĞ “BEN BU YARIŞTA YOKUM DERSE..” o zaman seyredin “ADAY BOLLUĞUNU..” en az yarım düzine İL BAŞKAN ADAYI çıkar.
CHP Şu ana kadar TEK İL BAŞKAN ADAYI resmi veriyor.

SAFRANBOLU BELEDİYESİ-KARABÜK BELEDİYESİ’NE BORÇLU VE BUNUN “ESKİ DÖNEMİ/YENİ DÖNEMİ..” OLUR MU…?
Safranbolu Belediyesi’nin,KARABÜK BELEDİYESİ’NE borcu var ve biz bunları yazarken,yazımızın hiçbir yerinde “BORÇ YENİ DÖNEM YAPILMIŞ-ESKİ DÖNEM YAPILMIŞ..” gibi bir yaklaşım getirmedik.
SAFRANBOLU BELEDİYESİ’NİN,KARABÜK BELEDİYESİ’NE borçlu olduğunu söyledik ve olayı somut özeti de böyle,yoksa Mahkeme şuradan hareket etti bu borcu çıkarttı,buradan hareket etti Safranbolu Belediyesi’ni borçlandırdı konusuna da girmedik.
SOMUT-NET YAZDIK.
Safranbolu Belediyesi’nin,Karabük Belediyesi’ne borcu var diye somut/net yazdık “LAF KALABALIĞI..” ile olayı geçiştirmeye çalışmadık ve EĞER BORÇ ESKİ DÖNEMDEN KALMA İSE,ESKİ DÖNEM YÖNETİCİLERİ NEDEN BÖYLE BİR BORÇ YAPTIKLARINI AÇIKLARLAR.
Şimdi gelelim işin esasına.
Karabük Belediyesi,bu alacağını tahsil için,fazla aceleci davranmıyor galiba veya biraz bastırınca,ortaya hatır/gönül ilişkileri sokuluyor,öyle bir sezinlememiz var.
Karabük Belediyesi’nin bu alacağı KİŞİLERDE OLSAYDI şayet..
Yine aynı mı davranırdı..?
“3500 KİŞİYE BİR ECZANE AÇILABİLİR..” ŞEKLİNDE Kİ YASA VE “YENİ ECZANE AÇMANIN MÜMKÜN OLMAYACAĞI..”
Ülke genelinde ECZANELERE yeni bir düzenleme getiriliyor ve bununla ilgili YASA ÇIKTI/ÇIKIYOR denilebilir,şartlar öylesine belirli hale geldi anlayacağınız.
3500 NÜFUSU BİR ECZANE DÜŞECEK..
Eğer bu rakamı geçen yerler varsa-ÖRNEĞİN KARABÜK GİBİ- açılmış olan ECZANELER KALACAK ve YENİ ECZANE açılmasına izin verilmeyecek.
Örneğin KARABÜK’TE 44 ECZANE VAR..
3500 Nüfusa bir eczane olayından yola çıkarsanız şuan itibarı ile KARABÜK’TE 154 BİN NÜFUSA cevap verebilecek kadar Eczane var ve yeni bir eczane açılabilmesi için,KARABÜK NÜFUSUNUN 158 bin çıkması gerek.
YANİ YÜZDE 50 NÜFUS ARTIŞI GEREK.
Tabi olayın bir başka yönü de ECZACILIK FAKÜLTESİ’NE alınan öğrenci sayıları ile Ülkede ki nüfus artış hızının paralelliği ve Fakülteyi bitiren gençlerin,yeni eczane açıp/açamayacakları.
İLAÇ SEKTÖRÜNDE Kİ GELİŞMELER..
Yani bugün ki ECZANE KALFALARININ yerine Fakülte mezunları gibi
Yeni ECZANE AÇILAMAMASI mevcutları değerlendirir elbet.

TCDD “SİNYALİZASYON SİSTEMİ ÇALIŞMALARI NEDENİ İLE..” YOLCU/YÜK TAŞIMA KESİNTİLERİ,KARDEMİR’E ETKİSİ..
TCDD Genel Müdürlüğü,bir bölümü AVRUPA BİRLİĞİ Kredilerinden olmak kaydı ile IRMAK-KARABÜK-ZONGULDAK demiryolu hattı SİNYALİZASYON Sistemini yeniliyor.
ÇALIŞMALAR 15 MAYIS GÜNÜ START ALIYOR.
TCDD Genel Müdürlüğü çok büyük bir yatırımı gerçekleştirecek ve yatırımın maddi boyutu,eski para birimi ile katrilyonu buluyor,böylesine büyük bir yatırım anlayacağınız.
Bittiği zaman IRMAK-KARABÜK-ZONGULDAK arasında ki yolcu ve yük taşıma kapasitesi artacak,trenlerin hız olayı daha üst seviyelere çıkartılacak falan.
ÇALIŞMALAR NEDENİ İLE SEFERLER ZAMAN/ZAMAN DURDURULACAK ve bu nokta da en ciddi sıkıntıyı KARDEMİR yaşayabilir gibi bir algı var.
Zira;IRMAK-KARABÜK-ZONGULDAK demiryolu hattı en fazla KARDEMİR tarafından kullanılıyor,en büyük yük gelişi KARDEMİR adına oluyor.
SEFERLERİN AKSAMASI SIKINTI YARATABİLİR Mİ..?
Elbet ki TCDD ile KARDEMİR bu işi çözümlerler ve sıkıntıya mahal vermezler,buna kesin gözü ile bakmak gerek,ancak,böyle bir sıkıntı için bir endişe olduğu da kesin tabii.
Çalışmalar 15 mayıs günü Bakanlar tarafından başlatılacak.

“SENDİKAL YETKİ MAHKEMESİ..” 15 HAZİRAN TARİHİNE ERTELENDİ VE OLAY KARARA DOĞRU YOL ALIYOR ARTIK..
İki yıla yakın zamandır süren “SENDİKAL YETKİ MAHKEMESİNE..” dün Zonguldak İş Mahkemesi’nde devam edildi ve 15 Haziran tarihine ertelendi.
Bu ertelemenin KARDÖKMAK İşyeri’nde ki müteahhit firma işçileri ile ilgili bir evrakın istenmesinden doğduğu hakkında bilgi veren ilgili çevreler “15 HAZİRAN TARİHİNDE KARAR VERİLEBİLİR..” gibi yaklaşımlar da getirdiler.
“15 HAZİRAN TARİHİNDE HER İKİ İŞYERİ İÇİNDE KARAR VERİLEBİLİR..” gibi yaklaşımlar getirilerek “BU İŞ ARTIK SONA DOĞRU GELİYOR..” ifadeleri kullanılıyor.
Öte yandan,KARDEMİR Çalışanlarının da “TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İÇİN..” hayli istekli olduğu dikkatten kaçmıyor ve “BİR SÖZLEŞME İLE ALACAĞIMIZ PARA BİZİ RAHATLATIR..”gibi görüşler dile getiriliyor.
Bu arada “YARGITAYA GİTMESİNLER..” diyen çok işçi var.
“YEREL MAHKEME HANGİ SENDİKA LEHİNE KARAR VERİRSE/VERSİN,DİĞER SENDİKA OLAYI YARGITAYA BOYUTUNA TAŞIMASIN.BİRAN ÖNCE SÖZLEŞME MASASINA OTURULSUN..” talepleri dikkati çekiyor.
KARDEMİR Çalışanları “BİRAN ÖNCE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ BEKLERKEN..” bir beklentisi de “SÖZLEŞME İLE ALINACAK RAKAMLAR NOKTASINDA..” ve beklenen rakamlar hayli enteresan.
Beklentiler gerçekten çok enteresan ve yüzde rakamları hayli yüksek.

2010 YILINDA Kİ “SENDİKAL MÜCADELE..” SIRASINDA SÜREKLİ GÜNDEM DE OLAN “YÜZDE 42 LER..” VE GELECEK…
2010 Yılında yaşanan SENDİKAL MÜCADELE sırasında,sürekli gündem de olan YÜZDE 42 ler olayı KARDEMİR Çalışanlarının belleğine kazınmış adeta.
BUNU GELECEKTE GÖRECEĞİZ,YAŞAYACAĞIZ GALİBA.
KARDEMİR Çalışanları “ŞU YETKİ MAHKEMESİ BİTSİN.YARGITAYA GİTMESİNLER.BİRAN ÖNCE SÖZLEŞME YAPALIM..” gibi bir tutum sergilerken,ŞUUR ALTLARINDA yüzde 42 lerin olduğunu hemen anlıyorsunuz.
Yetki TÜRK METAL tarafından alınırsa,bu Sendika 2010 mücadelesini “YÜZDE 42 LER ÜZERİNE İNŞA ETTİĞİ İÇİN,OLASI BİR TOPLU SÖZLEŞME SIRASINDA BU RAKAMDAN GERİ ADIM ATAMAZ..” yolunda ki görüşleri kimse yabana atmasın sakın.
Yetki ÇELİK-İŞ Sendikası tarafından alınırsa,gelişen birçok konjonktürel gelişme,tabanın bu nokta da şartlanmışlığı ve TÜRK METAL Sendikası’nın halen mevcut Üyeleri nedeni ile “BU SENDİKA DA YÜZDE 42 NOKTASINDA GERİ DÜŞEMEZ,AĞIR BEDELLERİ OLUR..” gibi bir dizi değerlendirmeler yapılıyor.
“İSKENDERUN ŞUBE BUNU BAŞARDI..” görüşleri de var elbet.
O nedenle diyoruz ki “2010 YILI YAŞANAN SENDİKAL MÜCADELE,KARABÜK’TE GÖRÜNEN/GÖRÜNMEYEN ÇOK DERİN İZ BIRAKTI.BUNLAR SÜREÇ İÇİNDE BİR/BİR ORTAYA ÇIKACAKTIR..”
Şu SENDİKAL YETKİ MAHKEMELERİ BİR bitsin hele..
İsterseniz,bu yazdıklarımızı kesin saklayın,aynısı çıkıyor mu görürsünüz.

MHP İL BAŞKANI SAYIN METİN DEMİREL ; “KARABÜK MADEM GELİŞMİŞ İL,MİLLETVEKİLİ SAYISI NEDEN DÜŞTÜ..”
MHP Karabük İl Başkanı Sayın METİN DEMİREL,AK Parti Karabük Milletvekili Sayın OSMAN KAHVECİ’NİN yaptığı “KARABÜK GELİŞMİŞ BİR İL..” açıklamasına çok ilginç bir gönderme ile cevap verdi.
“MADEM KARABÜK GELİŞMİŞ BİR İL,O ZAMAN AKP İKTİDARINDA MİLLETVEKİLİ SAYISI NEDEN 2 YE DÜŞTÜ..” diye sordu ve bunun cevabını aradığını söyledi.
“SON 10 YILDA HANGİ TESİSLERİ AÇTINIZ..” gibi yaklaşımlarda sergiledi Sayın METİN DEMİREL ve bakın bu nokta da bizim bazı tespitlerimize dikkat edin.
SOSYO/EKONOMİK GELİŞMİŞLİK parametrelerine iyi dikkat eden,KAĞIT ÜZERİNDE yazanlarla,FİİLİ OLARAK yaşananlar,GÜNLÜK YAŞAM içinde görünenler çok farklı olabiliyor.
Örneğin ŞEHİRLEŞME ORANI bu gelişmişlik oranlarının tespitinde bir ölçü ve örneğin EFLANİ’NİN,örneğin OVACIK’IN evlerde içme suyu olmayan,kanalizasyon şebekesi olmayan,ancak MAHALLE OLDUKLARI için ŞEHİR GÖRÜNEN yerleşim yerleri var mı/yok mu..?
Buralar KAĞIT ÜZERİNDE ŞEHİR GÖRÜNÜYORLAR..
Ancak evlerde İÇME SUYU ve KANALİZASYON var mı/yok mu..?

1582

Karabük'ün havası

Karabük’ün Hava Kalitesini ölçen cihaz Valilik bahçesinden Esentepe Mahallesi’nde bulunan Orman İşletme Müdürlüğü eski deposuna kaldırıldı.

11

Yaylalar diyarı Ovacık

İlçemizde  Eti, Lidya, Paflogonyalılar, Galatlar, Roma, sonraki dönemlerde Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin etkileri görülür. Pürçükören Köyü Karakoyunlu Mahallesi’nde bulunan Gerdek Boğazı ve Karasin kaya mezarları Paflagonya dönemini yansıtmaktadır. 1350 tarihinde Osmanlı egemenliğine giren Ovacık, 1416 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından Çankırı Sancak Beyliği, Çerkeş kazasına bağlanmıştır.

Osmanlı tarihçileri  Şemseddin SAMİ ve Ali CEVAT’ ın araştırmalarına göre; 1869 tarihli Kastamonu salnamesinde ilçemizin ismi ULAK (ŞEHBETTTÜN) olarak belirtilerek 25 Köyü,2145 hanesi ve 7381 nüfusu ile Çerkeş ilçesine bağlı bir nahiye olduğu bilgileri yer almaktadır. Ayrıca o dönemlerde Amasra Limanı-Çankırı- İç Anadolu ticaret yolunu kullanan katırcı ve kervancıların Çerkeş-Ovacık-Safranbolu-Bartın güzergahını izledikleri de tespit edilmiştir.Cumhuriyetin ilk döneminde Ovacık,Çankırı ili Çerkeş ilçesi’ne bağlı bir bucak iken, 1957 yılında ilçe olarak kurulması öngörülmüş 01.04.1959 tarihinde kuruluşunu tamamlayarak Çankırı ili’nin ilçesi olmuştur. 1995 yılında Karabük’ün il statüsü kazanmasıyla Ovacık ilçesi Karabük ili’ne bağlı bir ilçe olarak belirtilmiştir.

Coğrafi Yapısı :

İlçe; Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Çankırı ilinin kuzey batısında Karabük  ilinin  güney  doğusunda kurulu olup; doğusunda  Araç, batısında Eskipazar, kuzeyinde Safranbolu, kuzey batısında  Karabük ili, güneyinde Çerkeş  ve  Atkaracalar, güney doğusunda Bayramören ilçesi bulunmaktadır.

İlçe 41 kuzey  paralelleri ile  32 doğu   meridyenlerinin  kesişim  bölgesindedir.  Arazi, IV. Jeolojik zamanda teşekkül etmiş olup; zemin  krateri flişi, gre kum ve şiltlerden oluşmaktadır. İlçe, Eosen kalkerleri  taban konglomerası üzerinde yer alır ve I.derecede deprem bölgesidir.  En büyük deprem 1944 yılında meydana gelmiştir.

İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1100 m. olup, yüzölçümü 393 km2’dir. İlçemizin en yüksek noktaları Boduroğlu Yaylası ve Kıraçtepe’dir ki 1400 rakımlı olup, Ilgaz ve Köroğlu Dağları’nın uzantısında yer almaktadır.

Bu nedenle  ormanlık, dağlık,engebeli ve dağınık bir arazi yapısına sahip bulunmaktadır. Toplam yüzölçümünün dağılımına baktığımızda;%67’si ormanlık alan (252,69 ha.), %18 ‘i tarım dışı alan( 7000ha), %13’ü tarımsal alan (5000 ha) ve %2’si, çayır ve meralık alanla (600 ha) karşılaşmaktayız. Ormanlık alanlarımızın üst florası yoğunluklu olarak Karaçam,Sarıçam ve bunun yanında meşe ve kayın türlerinden oluşmakta olup ;alt florada kızılcık, kışburnu ve fındık türleri bunmaktadır.Dağlık ve yaylalık yapılar içerisinde en yüksek anlarımız 1400 rakıma sahip olan Kıraçtepesi (Çallı) ve Boduroğlu Yaylası’dır. Bunların yanında Ahmetler-Göktepe-Kocadağ ,Çam Doruğu, Dazkırı Tepe ,Kavaklar-Erenler Dağları ;Göllü Yayla ,Kireçli Su Yaylası, Çatak-Belen Yaylaları mevcuttur.

Bu dağlık alanların dışında yer yer düzlük alanlarda bulunmaktadır. Bu düzlük alanlar içinde önemli sayılabilecek olanı, İlçemizin kuzeyinden gelen Soğanlı (Melan) Çayı’nın yatağı boyunca doğuya doğru uzanan Melan Ovası’dır.

Soğanlı Çayı, kışın akan ve yazın kuruyan pek çok küçük çaplı çayların bulunduğu ilçemizin en büyük akarsuyudur. Bu çay Çerkeş-Atkaracalar-Bayramören ilçelerinden geçen Uluçay ile birleşerek ,ilçenin kuzeyinde Araç Çayı’na katılarak ,sonrasında Filyos üzerinden Karadeniz’e dökülür.Soğanlı Çayı dışındaki diğer su havzaları Küçüksu Köyü Karagöl Mahallesi mevkiinde Karagöl ve Sülük Köyü mevkiinde Sülük Göllerimiz bulunmaktadır.
İlçemizde karasal iklimin yanı sıra  Karadeniz iklimi de  görülmekte olup; kışlar soğuk ve kar yağışlı ,yazlar ise serin ve yağışlı geçmektedir. Kışın  ortalama  90-100 gün arası  don olur. Kar yağışı gün sayısı ortalama 50-60, yağmurlu gün sayısı  ise ortalama 50-55 gündür. Yıllık yağış ortalaması 600 cm3’dür.
3- Nüfus Durumu:

2010 yılı TÜİK verilerine göre,  ilçemizde toplam nüfusu 3321’dir. Nüfusun 755’i ilçe merkezinde,   2566’sı ise ilçeye bağlı köylerde ikamet etmektedir. İlçemiz mahalle ve köy aile nüfus kütüklerine 29.112 erkek ve 41.215 kadın olmak üzere 70.327 kişi kayıtlıdır.

Köylerimizin nüfus dağılımına baktığımızda en kalabalık köylerimizin 204 nüfusu ile Kışla, 167 nüfusu ile Ekincik,145 nüfusu ile Anbarözü köyleri olduğunu görmekteyiz. Bunun yanında 39 köyümüzün nüfusu 150 ‘nin altında olup, en düşük nüfuslu köyümüz 11 nüfusu ile Yığınot  köyü’dür. 755 merkez nüfusun 409’u erkek, 346’sı kadın olup; 2566 köysel nüfusun 1261’i erkek, 1305’i ise kadın nüfustur.  2010 yılı Aralık ayı sonu itibariyle Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre 22 doğum, 41 ölüm, 8 evlenme, 1 boşanma, 8 kayıt düzeltme, 52 diğer olaylar,  132 erkek, 91 kadın cüzdanı dağıtımı yapılmış, 203 adet Adres Beyan Formu düzenlenmiştir. İlçede nüfusun büyük kısmı yaşlı nüfus olup, genç nüfusun ilçemizde çalışma ve istihdam imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle genç nüfus İstanbul, Ankara, Karabük illerine göçmüştür. Özellikle bu göç olgusu nedeniyle son 30 yılda ilçe nüfusunun % 60 oranında azaldığı tespit edilmiştir.
Bilgiler / Karabük Valiliği

20511