15.3 C
Karabük
26 Nisan Cuma 2024

Şiir isyandır! Karşı duruştadır!

Şair Gülderen Canyurt’un yeni şiir kitabı ‘Harf Yutan Balık’ yayımlandı. Canyurt, “Şiir bana hep umut aşıladı, iyiye ve güzele yönlendirdi” diyor

Gülderen Canyurt, uzun yıllardır Karabük’te yaşayan bir şairimiz. ‘Kırılgan Yalnızlıklar’ ve 2010 Cemal Süreya Şiir Başarı Ödülü’ne değer görülen ‘Suya Düşen Sözcük’ adlı iki kitabı daha olan Canyurt’un yeni şiir kitabı, ‘Harf Yutan Balık’ Tay Dergisi Yayınları tarafından yayımlandı. “Bilirim şiir kurtaracak dünyayı/ okuyabilse insan insanı” diyen Canyurt ile şiir ve yaşam ilişkisi üzerine konuştuk.

Şiir, yaşamınıza nasıl girdi?
2000 yılında Karabük Kültür ve Sanat Derneği’nin kurucu üyelerinden (Şair İbrahim Yıldız’ın oğlu) Halil Nihat Yıldız’ın bana elini uzatmasıyla şiirim ilk olarak Tay Dergisi’nde yayımlandı. Hüseyin Özmen, İsmail Arslan, Tahsin Şentürk, Mustafa Kademoğlu, Sevim Yazar, Burhan Mendi, Mehmet Aydın, Duran Aydın, Mehmet Taşar, Melahat Babalık ve canım annemin, arkadaşlarımın, çocuklarımın bana verdiği güçle başka dergilere de şiirler göndermeye başladım. Şiirlerim dergilerde yayımlanıyordu, sevincim büyüktü.

Dünya: şiir! Her insanın bir dize olduğunu düşündüğüm için, şiir benim her anımda var. Okumanın, yazmanın gerektirdiği bilgilenme sürecinde, bana şiirin kazandırdığı dostlarımla sevgiyi paylaşarak, her günümü şiirce yaşamayı, insanı okuyabilmeyi öğrendim. Kimi kez hüzünlü, kimi kez sevinçli. Şiir bana hep umut aşıladı, iyiye ve güzele yönlendirdi.

Şiir, hayata bakışınızı nasıl etkiledi?
Şiir, algı farklılığı yarattı bende. Gözlemlemeyi öğrendim. Dünyada var olan her şeyin bir dili, sesi, duruşu olduğunu, öğrenmenin, dinlemenin, konuşmanın önemini vurguladığımızda, ırmakların denizle kucaklaşması gibi insanın da iyiye ve güzele doğru yönelmesi gerekliliğini öğretti. Düşlerim vardı! Hep geç bırakıldığım. Anı yaşamayı, hüzünleri ötelemeyi öğretti bana şiir. Varolan değerlerin, değerini bilerek yaşamayı. Örneğin bir ağacın altından geçerken, kuşların şarkılarını dinlemeyi. Denizin ve gökyüzünün mavisinin derinliğinde yaşamayı. Ormanın yeşilinde kaybolma isteğimi. Gülümseyen bir çocuğun, anne-babanın yüzündeki gülümseyişin sevincini yaşamayı öğretti bana şiir. Özlemeyi, özlenmeyi. Başa çıkılamayan acılar yaşandığında, dostluğa, arkadaşlığa sığınarak, acıları paylaşabilmeyi.

Engelleri aşabilmenin en güzel yolunun ‘direnmek’, acıların üstüne üstüne giderek, sevgiye kucak açarak kör kuyularda, merdivensiz kalmamayı, dostluğa, arkadaşlığa tutunarak sevinç yüklenildiğini, en yüce değerin emek ve sevgi olduğunu öğretti bana şiir. Şiir, çoğalmaktı evrende. Doğada yaşayan her canlının ‘değer’ olduğunu, bu değerleri anlamlandırarak yaşamayı öğretti.

‘Kelebek ölümlü/ yaşamlar çizilen dünya’ya bir isyan olarak da adlandırabilir miyiz şiirlerinizi?
Kelebek ölümlü yaşamlar, daha çok kadını anlatır. Dünyada ezilen, sömürülen, dövülen, özgürlüğü kısıtlanan… Hiç yaşamadan, yaşamdan gün alan kadınları anlatır. Bu kadınlardan birisi de benim canım annemdir. Babam öldükten sonra on yıl yaşadı. Kelebek ömürlüydü benim annem, kelebek ömürlü kadınların yaşadığını yaşamıştı! /…/ ağlama anne/ ayaktayım/ ikimizin yerine// dizelerim, çocukluğunu, gençliğini yaşayamayanların çığlığıdır! Çevremdeki veya ulaşabildiğim yerlerdeki kadınların, çocukların acılarına ilaç olmaya çalışıyorum. Olabiliyor muyum, bilmiyorum. Koşullar zor! Önce kadın, insan olarak doğuştan kazandığı hakkını almayı öğrenmeli! Ezilmemeli! Ezmemeli! Yaşarken, ölmemeli. Yasalar ‘İnsan Hakları’ konusunda, koruyan, gözeten olmalı!

“Şiir depremdir!” demiş Arif Damar. Evet, şiir depremdir. Sarsar insanı. Düşündürür! Yerle bir etmek yerine onarır ruhunu insanın. Dinginleştirendir, yapıcılığa yön verendir. İsyandır! Olumsuzluklara, karşı duruştadır.

Kararsız kaldım, yine de sorayım: İstanbul dışında yaşayan bir şair/ yazar için bu durum daha geniş okurlara ve medyaya ulaşması konusunda bir sorun yaratıyor mu?
İstanbul dışında yaşayan bir şair/ yazar için bu durum daha geniş okurlara ve medyaya ulaşmak için sorun yaratmaz bana göre.
Şair/ yazar iletişim konusunda kendisini geliştirirse, kültür ve sanat dergileriyle bağlantı kurarsa, edebiyat dergilerini okursa, etkinliklere katılırsa sesini rahatlıkla duyurabilir. Değer bilirlik, sevgiyle yaklaşım ve iletişimin önceliğini önemsiyorum. Bana armağan olarak gelen bir kitap ya da derginin, kitapçıdan aldığım bir kitap veya derginin yazarlarına, şairlerine ulaşabiliyorsam, telefon açarak teşekkür ederim. İletişim başlamış olur böylece. Her kitap, dergi emeğin-özverinin ürünüdür! Emek ve özveri değer bulmalıdır!

Birgün’den Kadir İncesu’nun röportajından Alıntıdır

1121

Bizi Takip Edin!

19,607BeğenenlerBeğen
2,093TakipçilerTakip Et
1,445AboneAbone Ol

Diğer Haberler

Sosyal Medya

19,607BeğenenlerBeğen
1,501TakipçilerTakip Et
2,093TakipçilerTakip Et
1,445AboneAbone Ol
spot_img

Diğer Haberler