15.6 C
Karabük
2 Temmuz Çarşamba 2025
Ana Sayfa Blog Sayfa 5

Op. Dr. Canan Çalışkan Furtuna yazdı

Karabük’ün yetiştirdiği önemli değerlerden hemşehrimiz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Canan Çalışkan Furtuna, yaz mevsimi biterken tüm anne adaylarına gebe kaldıkları andan itibaren D vitaminine önem vermeleri gerektiğini söylüyor. Gebelikte güneş lekeleri oluşabileceği için mutlaka güneş koruyucu kullanarak günde en az 15-20 dk güneşlenilmesi gerektiğini belirtiyor.

Canan Hanım, D vitamini eksikliğinin gebelikte hem anne hem de bebek için önemli sorunlar oluşturabileceğinin altını çiziyor. Bu nedenle doktorlarca her anneye günlük 1200 ıu (9 damla) D vitamini takviyesi önerdiklerini söylüyor.

D Vitamini Eksikliğinin Annede Yol Açtığı Sağlık Sorunları :

Gebelik Tansiyonu (Preeklampsi)

Diş Kaybı

Erken Doğum Riski

Sırt Eklem Ağrıları

Halsizlik

Gebelik Diyabeti (Gestasyonel Diyabet)

 D Vitamini Eksikliğinin Bebekte Yol Açtığı Sağlık Sorunları :  

Düşük Doğum Ağırlığı

Raşitizm

Hışıltı (Vizing)

Astım

Egzama

Kalsiyum Eksikliği

Gebelikte Tüketilebilecek D Vitamini İçeren Besinler :

Somon Balığı

Uskumru

Ton Balığı

Sardalya Balığı

Süt ve Süt Ürünleri

Yumurta

Portakal Suyu

Tahıllar

Sağlıklı günler dileriz…

12876

Şebnem Urgancıoğlu Ergüder

1981 İstanbul doğumlu Şebnem Urgancıoğlu Ergüder, TED Karabük Koleji’nden mezun olduktan sonra Bilkent Üniversitesi’nde Bankacılık Finans bölümünü (%50 Fransızca-%50 İngilizce) bitirmiştir.

Ankara’da ablası Özlem Urgancıoğlu’yla ortak olarak kurduğu seyahat acentasıyla çalışma hayatına başlamış, birçok Avrupa Birliği projesinde yer alarak Avrupa İşçi Sendikası Konfederasyonu ve Avrupa’daki çeşitli sendikalara uzmanlık ve çeviriler yapmıştır.

2015’te çocukluğundan itibaren hayali olan aşçılık eğitimi için İstanbul Mutfak Sanatları Akademisi Profesyonel Aşçılık Programı’na katılmıştır.

TÜRSAB’ın bölge yönetiminde olan Şebnem Hanım, Safranbolu’da yaşamakta, Gökçüoğlu Konağı, Marmelat Cafe ve All Seasons Tours&Travel seyahat acentasının işletmeciliğini yapmaktadır.

2839

Marzinc Denetlendi!

Karabük Belediyesi bünyesinde kurulan MARZINC Denetim Komisyonu periyodik denetimini bugün yaptı. Denetim Komisyonu pandemi nedeniyle denetimlerine bir süre ara vermek zorunda kaldıklarını ve bugün denetimlere yeniden başladıklarını açıkladı. 

Yapılan toplantının ardından şirket yöneticileri ve komisyon üyeleri basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

MARZINC Genel Müdürü Metin Altan komisyon toplantısının ardından yaptığı açıklamada; “ 2013 yılından bu yana faaliyette olan bir şirketiz. Ortaklarımızdan aldığımız metalik tozları burada zenginleştiriyor ve elde ettiğimiz ürünün tamamını Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Geçmişte burada bir takım olumsuzluklar yaşandı, bunlardan biri de cüruf stoku meselesi idi, sahadaki cürufun tamamını gönderdik, sahamız şu anda tertemiz ve herhangi bir problem yok, çıkan cürufu ya çimento fabrikalarına ya da bertaraf tesislerine gönderiyoruz. Bir diğer önemli konu ise emisyon konusu. Emisyon değerlerimiz yüzde yüz kontrol altında. Hem bakanlığa, hem de Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne online olarak bağlıyız ve bizde değerlerimizi sürekli kontrol ediyoruz. Kaldı ki biz bir ilk yaptık ve Çevre Müdürlüğü önüne bir ekran koyarak değerlerimizi halkımıza da sunduk. Bu komisyon kurulduktan sonra başta arıtma tesisimizde olmak üzere son derece önemli yatırımlar yaptık ve bunların sonucunda deşarjlarda da herhangi bir problem olmuyor. Şu anda çok şükür bir problemimiz yok” dedi

 

Komisyonun MHP’li Meclis Üyesi Kazım Özcan denetimlerle ilgili yaptığı açıklamada, 2018 yılından bu yana periyodik olarak denetimler yaptıklarına dikkat çekerken; “ Göreve başladığımızda cüruf stoku ve arıtma gibi problemlerimiz vardı. Emisyon değerleriyle ilgili bizim göreve başladığımız dönemde de bir problem yoktu ve Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü zaten o konuda denetimlerini sürdürüyor. Belediyemiz ile şirket arasında yapılan protokol doğrultusunda yaklaşık 600 bin ton cüruf sahadan kaldırıldı. Şuanda da günlük çıkartılan cüruflar depolanmak yerine, ya çimento fabrikalarına ya da bertaraf tesislerine gönderiliyor. Belediye olarak üzerinde durduğumuz en önemli nokta su deşarjındaki değerler noktasıydı ve MARZINC bu konuda istenilen yatırımları yaptı. Biz komisyon olarak belediyemiz ile MARZINC arasında yapılan protokolü takip ediyoruz ve şuanda da bir problemde gözükmüyor” şeklinde açıklamalarda buldundu.

 

Denetim görevinin Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünde olduğuna ve belediyenin fabrikayı kapatma gibi bir yetkisinin olmadığına da dikkat çeken Özcan; “Halkımızda şöyle bir algı var, ‘belediye fabrikayı kapattı, sonra da açtı’ deniyor. Belediye fabrikayı kapatmaz, belediyenin zaten böyle bir yetkisi de yok, biz yalnızca belediye olarak değerler yüksek çıktığı için hattımızı kapattık ve istenilen yatırımlar yapılıp, numunelerdeki değerler istenilen noktaya gelince hattımızı açtık, fabrikayı kapatma yetkisi tamamen Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nde” dedi.

 

Komisyonun Ak Partili Meclis Üyesi Kazım Çamlı ise; “Benimde bu komisyonda yer almadan önceki algılarım, sokaktaki algılarım çok farklı idi. Bizim meclis üyesi ve komisyon üyesi olarak sorumluluklarımız sınırlı. Bizim şöyle bir talebimiz oldu; Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün önündeki gibi halkımızın göreceği bir noktada da bu değerler yayınlansın istedik, bunun da takipçisiyiz. Vatandaşlarımız bize değişik şikâyetlerde bulunuyor, ‘Bu sene benim üzümlerim yetişmiyor, bunun sorumlusu MARZINC’ diyor. Çevreye bakıyorum her yer tertemiz. Bizim yetkilerimiz sınırlı, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yapmış olduğu denetimlerin sonucunu zaman zaman halkımızla paylaşmalı, vatandaşlarımızı bilgilendirmeli” cümleleriyle görüşlerini paylaştı.

 

Karabük Belediyesi Çevre Mühendisi Nazan Şirin Kande ise arıtma tesisi çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi; “ Protokolü imzaladığımız dönemde yaptığımız analizlerde bazı değerlerde çok yüksek oranlar vardı, ancak firma tesiste yaptığı son derece ciddi yatırımlarla bu sorunları geride bıraktı. Komisyon kurulduktan sonra Karabük Belediyesi ile MARZINC arasında yapılan protokol doğrultusunda her ay şirketin haberi olmaksızın bağımsız bir laboratuar aracılığıyla arıtmadan numuneler alıyoruz. Her ay yaklaşık 26 parametrede analizler yaptırıyor ve sonuçlarını inceliyoruz. Şu ana kadar yalnızca bir parametrede düşükte olsa bir limit aşımı gözlemledik ve gerekli uyarılarımızı yaptık. Bu durumun tekrarlanması durumunda protokol gereğince bağlantı noktasını iptal etme hakkımız var, analizlerle ilgili herhangi bir sıkıntımız görünmüyor”

14005

Her Telden (14 Ağustos 2020)

Karabük İl Sağlık Müdürü Dr. Sayın AHMET SARI, KARABÜK ÜNİVERSİTESİ tarafından Beşbinevler Bölgesi’nde yapımı sürdürülen binanın SAĞLIK BAKANLIĞI tarafından alınarak PROJE TADİLAT çalışması yapıldığını söyledi.

Anılan Bina da yapılan PROJE TADİLAT Çalışmaları bittiğinde, burasının MÜSTAKİL BİR HASTANE Mİ olacağı yoksa KBÜ EĞİTİM/ARAŞTIRMA Hastanesi’ne bağlı bir birim mi olacağına karar verilecek.

Sayın AHMET SARI, Sağlık Bakanlığı’nın burayı müstakil bir Hastane yapmaya gayret edeceğine işaret ederek “EĞER KRİTERLER UYGUN ÇIKARSA MÜSTAKİL HASTANE OLACAK..” yolunda da bilgiler veriyor.

Öte yandan proje tadilat çalışmalarının süratle devam ettiğine işaret edilerek, gerektiğinde, bu binanın biraz ilerisinde bulunan ve Karabük Belediyesine ait bir arazinin de kullanılabileceği üzerinde duruluyor.

Eğer bu bina MÜSTAKİL HASTANE statüsünde devreye alınırsa, Karabük’ün yeni ve bağımsız bir Hastane kazanacağına işaret ediliyor ve Bölge sakinlerinin hayli rahatlayacağı üzerinde de bilgiler veriliyor.

Bilindiği gibi KARABÜK ÜNİVERSİTESİ bu binaya başlamıştı.

Daha sonra burada FAKÜLTE veya YÜKSEKOKUL açılması fikrinden vazgeçildi ve bina SAĞLIK BAKANLIĞI’NA Hastane yapılmak üzere teklif edildi, şimdi de binanın PROJE TADİLATI ile yeni bir düzenlemeye tabi tutulduğu ifade ediliyor.

MÜSTAKİL veya BAĞLI HASTANE KARARI İLERİ TARİHTE VERİLECEK.

DÜN OKURLARIMIZA KISACA DUYURMAYA GAYRET ETTİK,KARDÖKMAK A.Ş. BULGARİSTAN BAŞTA YURT DIŞINDA MÜKEMMEL İŞLER YAPIYOR

Dün Okurlarımıza kısaca duyurmaya gayret ettik, Karabük’te hemen herkes, hepimiz KARDEMİR’E odaklandık oysa ki KARDEMİR Bağlı Şirketleri KARDÖKMAK ve KARÇEL gerçekten önemli işler yapıyorlar.

MÜKEMMEL BİR ÇALIŞMA TEMPOSU İÇERİSİNDE ÇALIŞIYORLAR.

Örneğin KARDÖKMAK Şirketi halen BULGARİSTAN’DA anahtar teslimi bir Fabrikanın yapımını/üretimini sürdürüyor daha önce İspanyollara da yine anahtar teslimi ve İskenderun’da bir Fabrika yapmışlardı.

KARDÖKMAK Genel Müdürü Sayın MURAT CANBAZ,genç yaşına rağmen çok verimli çalışan, çok üretken bir isim olarak mesai arkadaşları ile birlikte mükemmel işler yapıyor.

Bu nokta da “KENDİ İÇERİSİNDE İTİŞ/KAKIŞ YAŞAMADAN..” Tesis yönetiminin önünü açan KARDÖKMAK Yönetim Kurulu’nu da hayırla/şükranla anmak gerek elbet.

Şu an Sayın ŞADİ YOLBULAN Yönetim Kurulu Başkanı ve öncesinde de şimdi de Yönetim Kurulu KARDÖKMAK Profesyonel yönetimine hep destek tam destek anlayışı ile hareket edince başarı kendiliğinden geliyor işte.

KARDEMİR bağlı Şirketleri çok/çok iyi gidiyorlar..

KARDÖKMAK artık Uluslar arası piyasalara açılmış durumda..

BİR ZAMANLAR, KARABÜK DEMİR/ÇELİK FABRİKALARI İÇİN “FABRİKALAR YAPAN FABRİKA..” DENİRDİ VE ŞU AN KARDÖKMAK AYNI DURUMDA..

KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın MUSTAFA YOLBULAN’IN birkaç açıklamasında “KARDEMİR FABRİKALAR YAPAN FABRİKA..” cümlesi dikkatimizi çekmişti.

Karabük Demir/Çelik Fabrikaları, Devlet döneminde gerçekten Fabrikalar yapan Fabrika olarak biliniyordu, Özelleşip KARDEMİR olduktan sonra KARDEMİR Fabrikalar yapan Fabrika olmaktan çok iç piyasalara ürün yapan bir Fabrika konumuna geldi.

Ancak; BAĞLI ŞİRKET durumunda ki KARDÖKMAK şu an itibarı ile “FABRİKALAR YAPAN FABRİKA..” konumunda ve olaya bu noktadan bakmak daha gerçekçi olur herhalde.

KARDÖKMAK şu an itibarı ile BULGARİSTAN’DA anahtar teslimi Fabrika kuruyor ve bildiğimiz kadarı ile aynı Ülke de bir Şirkette kurdular ve üretimlerini sürdürüyorlar.

KARDÖKMAK yakın bir gelecekte TÜRKİ CUMHURİYETLERİNE DE açılabilir..

KARDÖKMAK Genel Müdürü Sayın MURAT CANBAZ ve mesai arkadaşları gerçekten güzel işlere, Ülke ve Karabük açısından verimli işlere imza atıyorlar, bu mana da gelmiş/geçmiş tüm Yönetim Kurulu da kendilerine destek olunca,başarı kendiliğinden geliyor.

KARDÖKMAK hem Ülke,hem Karabük için mükemmel işlere imza atıyor..

KARDEMİR,BEKLENDİĞİ GİBİ “2020 YILI İKİNCİ ÇEYREĞİNİ DE ZARAR EDEREK KAPATTI..” BÖYLECE 2020 YILININ YARISINDA ZARAR BÜYÜK..

KARDEMİR, geniş bir çevrenin beklediği gibi, 2020 ikinci çeyreğini de zarar ederek kapattı ve ilk çeyrek zararı olan 167 milyon lira civarında ki zarar, ikinci çeyrekte de 100 milyon civarında veya az üzerinde ilave ile 2020 yılının ilk yarası 267.8 milyon lira zarar ile geçildi.

BU, KARDEMİR NOKTASINDAN, OLAYIN MALİ YANI..

Esas birde 2020 yılında yaşanan MANEVİ YANLAR var ki, işin o tarafının mali ederini tespit mümkün değil, hakim hissedarlar arasında baş gösteren çekişme ve bu çekişmenin temeline, geniş bir kesim ne yazık ki pek akıl erdiremiyor..

Şimdi sözlerimize iyi dikkat edin..

Bu çekişme, ilerleyen süreçlerde çok ciddi ve taraflara “En azından, şu an için, kimsenin düşünmediği/düşünemediği zararlar vermeye adaydır ve taraflı/tarafsız bunu herkes beklemelidir..”

KARDEMİR, ne yazık ki 2020 yılını iyi geçirmiyor veya en azından ilk yarıyı iyi geçirmedi, şimdi yeni bir Genel Müdür, yeni bir heyecan, yeni bir hava ile 2020 ikinci yarısına giriliyor.

Yeni Genel Müdür Sayın NECDET UTKANLAR bilgisi, deneyimi,sektörde ki uzun ve başarılı yılları itibarı ile çok iyi bir isim ancak,KARDEMİR’İN kendine özgü koşulları ve bu koşulların kendisini zorlaması ne ölçü de savuşturulabilir veya Sayın UTKANLAR bunu ne ölçü de sıfırlayabilir, savuşturabilir.

KARDEMİR 2020 Yılı ilk yarısını MADDİ OLARAK zararla kapattı..

MANEVİ olarak yaşanan zararların ederini kim bilebilir ki..?

CHP İÇERİSİNDE “EĞER Sayın MUHARREM İNCE PARTİ KURARSA, KARABÜK’TE ŞU İSİMLERLE BİRLİKTE HAREKET EDER..” GİBİ PAPATYA FALI…

CHP İçerisinde bir Sayın MUHARREM İNCE olayı yaşanıyor biliyorsunuz, özellikle basının bir bölümü Sayın MUHARREM İNCE’Yİ köpürttü de /köpürttü, Sayın İNCE’DE ayrılma sinyallerini verdi.

Çok ilginç “CHP’Yİ KURTARMAK İÇİN AYRILIRIM..” gibi bir mesaj verdi.

Diyelim ki Sayın MUHARREM İNCE, gerçekten CHP’Yİ KURTARMAK İÇİN Partiden ayrıldı ve yeni bir Parti Kuruluşuna girdi, biz Karabük Özelinde Sayın İNCE ile kimler beraber hareket edebilir olayını merak ediyoruz.

Sayın İNCE daha önce OLAĞANÜSTÜ KURULTAY için imza toplarken, Karabüklü Kurultay Delegeleri BİR İSİM HARİÇ Muharrem İnce ile birlikte hareket ederek imza vermişlerdi.

Şimdi aynı anlayış sürmez/sürmüyor zaten..

Böyle bir gelişme olarsa, Karabük’te Sayın İNCE ile kimler gider..?

CHP YENİCE İLÇE BAŞKANI Sayın ENVER ÖZGÜ “İLÇEMİZE VERİLEN DOĞALGAZ SÖZÜ TUTULSUN..” EFLANİ İLÇE BAŞKANI DOĞALGAZ VERİN..”

CHP Yenice İlçe Başkanı Sayın ENVER ÖZGÜ,Genel ve Yerel Seçimler sırasında YENİCE İLÇESİ’NE SÖZÜ VERİLEN DOĞALGAZ’IN artık bağlanması talebini yüksek sesle dile getiriyor.

Sayın ENVER ÖZGÜ yerden göğe kadar haklı..

CHP Karabük Örgütleri içerisinde YENİCE ve EFLANİ İlçe Başkanları İLÇE SORUNLARINA KARŞI ÇOK DUYARLILAR, hizmet istiyorlar, İlçelerine bir dizi hizmetin gelmesi talebinde bulunuyorlar, bir bölümü ise ortalıkta yoklar..!!

CHP Eflani İlçe Başkanı Sayın AHMET AYTAÇ, bir yandan “ESKİPAZAR’A OLDUĞU GİBİ EFLANİ’YE DE DÖKME DOĞALGAZ VERİLSİN..” talebinde bulunurken öte yandan da “YÖK NEDEN EFLANİ ATÇILIK MESLEK YÜKSEKOKULU BAŞTA DİĞER BÖLÜMLERİ AÇMIYOR..” diye feryat ediyor.

Eflani ve Yenice İlçe Başkanları, kendi seçmenlerinin isteklerine, taleplerine tercüman olarak Kamuoyu yapıyorlar diğerleri halen tatil de galiba.

Susarak, bekleyerek, sessiz Siyaset olur mu,yapıyorlar işte..!!

KARDEMİR BAĞLI ŞİRKETLERİNDE YAPILAN “HİSSE SENEDİ TAKASI İLE İLGİLİ SPK’YA YAPILAN ŞİKAYETLER NE SONUÇ VERDİ ACABA..?”

KARDEMİR bünyesinde KARDÖKMAK ve KARÇEL gibi bağlı Şirketlerin elinde bulunan HİSSE SENETLERİ ile GÜLEÇ Ailesinin elinde bulunan hisse senetleri, geçmiş yıllarda TAKAS EDİLMİŞTİ.

Bundan dolayı BAĞLI ŞİRKETLER BÜYÜK PARA KAZANMIŞLARDI.

Kazanılan her paranın olduğu gibi, bu takas işleminden de Bağlı Şirketlere bir vergi çıkartıldığı biliniyordu ve olay hakkında geçmişte ve yakın tarihte büyük gürültüler kopartılmak istenmişti.

OLAY SPK’YA ve HUKUKA TAŞINDI ŞEKLİNDE AÇIKLAMALAR yapılmıştı.

Şimdi neler oldu acaba..

Hisse senedi takasından dolayı GÜLEÇLERİN yasal manada ve SPK mevzuatına göre hiçbir kusuru bulunmadığına ilişkin açıklamalar yapılırken bu konunun kusurlu olduğuna ilişkin SPK’YA ve HUKUKA gidileceği hakkında da karşı görüşler dile getiriliyordu.

OLAY HALEN HANGİ AŞAMADA ACABA,BİLEN VAR MI..?

Karabük Kamuoyu böyle bir gelişme karşısında “BU OLAYIN SONUNU MERAK EDİYOR..” elbet ve herhangi bir açıklama yapılmaması nedeni ile de, Kamuoyu’nun merakı muallakta bekliyor..

BİR SONUÇ ÇIKTI MI, BİR SONUÇ VAR MI, ACABA..?

HİKMET FERİDUN TANKUT BAŞKANLIĞINDA Kİ YÖNETİM DÖNEMİNDE BATIRILAN KARABÜKSPOR’DA,TAM BELİRSİZLİK DURUMU HAKİM..

Hikmet Feridun Tankut’un Başkan olduğu dönemde BATAN KARABÜKSPOR şu an itibarı ile tam bir belirsizliğin pençesine düşmüş kıvranıp duruyor.

Ne KARABÜK VALİSİ ne KARABÜK BELEDİYE BAŞKANI ne KARABÜK ETKİLİ/YETKİLİ isimleri ilgi gösteriyor ve Karabük’ün en önemli marka değeri belirsizlik içerisinde yüzüyor.

KARABÜKSPOR’A BİRÇOK BORÇ GELMİŞ GALİBA.

KONGRE TARİHİ geldi diyenler var, hayır daha gelmedi diyenler var, müsabakalar başlayacak YAŞAR KAPTAN ÇEBİ sahası KÖY MERASI gibi olmuş, orta yerde bir takım yok, malzeme var mı/ yok mu belli değil.

YÖNETİM İÇERİSİNDEN SUÇ DUYURUSU YAPANLAR OLMUŞ..!!

Öte yandan, HİKMET FERİDUN TANKUT dönemi ile ilgili olarak, Devletin elemanlarınca yapılan incelemeden, tutulan 1200/1300 sayfa raporlardan söz ediliyor, HUKUKA yollanmış galiba en küçük bir hareket yok.

KARABÜKSPOR’UN TAM ANLAMI İLE DURUMU BERBAT..

Orta yerde KARABÜKSPOR ile ilgili hiçbir şey yok..

KARDEMİR’DE, kullanılan tesisleri geri alırsa KARABÜKSPOR’DA YOK demek.

ÖZÇELİK-İŞ SENDİKASI İÇİNDE Kİ “UFAK/TEFEK KIPIRDANMALARA.” İŞÇİLERDEN ÇOK CİDDİ TEPKİLER GELİYOR VE “HUZURUMUZU BOZMAYIN.”

Şunun/şurasında 4-5 ay sonra Toplu İş Sözleşmesine oturacak olan ÖZÇELİK-İŞ Sendikası’nda “UFAK/TEFEK KIPIRDANMALAR..” olduğuna işaret eden bir grup işçi “HUZURUMUZU BOZMASINLAR ABİ..” dediler.

Geçenlerde de görüşmüştük kendileri ile.

Bu KARDEMİR işçileri “ZATEN KARDEMİR’İN KAR/ZARAR TABLOLARI ORTA YERDE VE BU TABLOLARIN SÖZLEŞMEYE YANSIMA İHTİMALİ ÇOK GÜÇLÜ.BİRDE İÇİMİZDE Kİ HUZUR BOZULUR, BÖLÜNÜRSEK KÖTÜ SONUÇLAR ÇIKAR..” diyorlar..

O işçi Kardeşler “BİZ TEMSİLCİLERİMİZLE,KARABÜK ŞUBESİ İLE ÖZÇELİK-İŞ GENEL MERKEZİ İLE BİRLİK/BÜTÜNLÜK İÇERİSİNDEYİZ. BUNU BOZMAYA ÇALIŞANLARI AFFETMEYİZ..” gibi yaklaşımlar getiriyorlar.

Bu arada, ÖZÇELİK-İŞ Sendikası bünyesinde ve Karabük Şubesinde Kongre dönemine daha çok zaman var diyerek “ŞİMDİDEN HAREKETE GEÇMEK İSTEYEN İSİMLERE GEREKLİ UYARILARI YAPIYORUZ.HUZURUMUZU BOZMASINLAR. YAPTIKLARI KENDİ GELECEKLERİNDE SENDİKACI OLMAK..” diyorlar.

Bu arada “ŞU PANDEMİ SÜRECİNE KADAR, ALDIĞIMIZ MAAŞLAR İLE ÇOK İYİ GEÇİNİYORDUK. PİYASALARIN ATEŞİ YÜKSELDİ, BİZİMDE GEÇİM STANDARDIMIZ BELİRLİ BİR SEVİYEDE DÜŞTÜ. BU SÖZLEŞME İLE TELAFİ EDEBİLİR MİYİZ, BİZ BUNU HESAP EDERKEN KİMİLERİ BOZGUNCULUK YAPIYOR..” diyen oldu.

ÖZÇELİK-İŞ TABANI USUL/USUL SÖZLEŞMEYE ODAKLANIYOR.

12734

COVID-19 hastasının “Canı istedi” diye evinde yemek pişiren “Melek” hemşireden mesaj var

COVID-19 hastasının ‘canı fasulye istedi’ diye evinde fasulye pişirip hastaneye getirdiği için ‘Melekler’ dediğim hemşireden gelen mesajı yazmadan önce, neler oldu anlatmak istiyorum.

Gece saat 01’de sosyal medya hesabımdan bir bildirim geldi. COVID-19 ile ilgili ‘Mecbur kalmadıkça çıkmayın ve tedbirli olun’ yazımın altına bir yorum yapılmış…

Okuduğum zaman inanamadım.

Bu bir yorum değil adeta bir feryattı.

Bir hastanın canı fasulye istemesinin ardından ve sonrasında neler yaşandığını bilmenizi istiyorum ve o satırları aynen paylaşıyorum;

90 yaşında annemle babam yatıyordu covitten, annemin ağır kronik hastalığı var…

Bugün hiçbir yakınına haber vermeden ikisini de taburcu edip köye bırakmışlar, yeğenim durumlarını öğrenmek için aradığında durumu öğreniyor…

Test sonuçlarını sorduğunda pozitif deniyor ben de yeğenimden habersiz test sonuçlarını sormak için aradığımda negatif deniliyor…

10 dk sonra pozitifmiş “Bana negatif dediniz hangisi doğru?” dediğimde “Babanız negatif anneniz pozitif” deniliyor durumunu sorduğumda “Damardan mamayla besliyorduk” deniliyor.

Peki, kronik hastalığı olan 90 yaşında pozitif ve damardan mamayla beslenecek kadar ağır bir hastayı nasıl çıkarttınız dediğimde “Vitamin olsun diye mama verdik” deniliyor.

Bu insanlar şimdi köyde, ben covitten bir hafta hastanede yattım şimdi evde karantinadayım bakacak bir tas çorba yapacak kimseleri yok…

Hastalıktan ölmezlerse bakımsızlıktan Allah korusun ölecekler belki…

Çünkü covit oldukları için kimse yaklaşmayacak ve bu hastane çalışanları doktoru da dahil hastanede yatarken ablama ve bana annemle babama refakat etmemizi daha sonra bizzat karantinada olan kardeşimi ve beni ayrı ayrı arayıp refakatçi olarak gelip annemize babamıza bakmamızı söylemişlerdir.

***

Ertesi sabah bu feryadı sosyal medya hesabımdan tekrar paylaştım ve şu notu yazdım;

Not: Sayfamı takip eden hatta arkadaş listemde olan birçok yetkili var.

Mutlaka bu yazıyı okuyacaklardır.

Dilerim “insaflı” biri çıkar da gerekeni yapar…

***

Birkaç dakika içinde üst düzey bir yetkili aradı ve aileye ulaşmak istediğini söyledi.

Kısa bir sürede aileye ulaştım ve yetkililer gereken yanlışı düzeltmek için girişimde bulundular.

Aile ile yaptığım görüşmede çok daha farklı olaylara tanık oldum.

Örneğin iki hemşirenin COVID-19 hastasıyla nasıl ilgilendiklerini öğrendim ve bu önemli bilgiyi yazarken zorlandım.


Yazarken duygu seli yaşadığım ve yüzlerce kişinin etkileşimde bulunduğu yazı;

COVID-19 HASTASINA
“EVİNDE FASULYE PİŞİRİP”
GETİREN HEMŞİRE…

Karabük’ün bir köyünden 90 yaşında bir dede ve 87…

Atilla Karaarslan paylaştı: 28 Temmuz 2020 Salı

COVID-19 HASTASINA “EVİNDE FASULYE PİŞİRİP” GETİREN HEMŞİRE…

Karabük’ün bir köyünden 90 yaşında bir dede ve 87 yaşındaki eşi COVID-19 teşhisiyle KBÜEA Hastanesine yatırılıyor.

Birkaç gün sonra iki kızının da testi pozitif çıkınca onlar da aynı hastaneye yatırılıyor…

Oğlunun testi negatif çıkıyor ama evde 14 gün karantina zorunluluğu getiriyorlar.

Anne, baba ve kızları hastanede…

Oğlu ise zorunlu karantinada!

87 yaşındaki anne ayrıca “Lösemi Kanseri” çocukları morali bozulmasın, direnci kırılmasın diye anneye söylememiş…

Anne hiçbir şey yiyemiyor, acılar içinde sabahlara kadar inliyor.

İki hemşire çok ilgileniyor.

Biri yaşlı kadına, çarşıdan pijama alıp getiriyor, tabi ki parasını cebinden ödüyor.

Giydiriyor.

Her zaman temizliğiyle, ihtiyaçlarıyla ilgileniyor…

Diğer hemşire ise sürekli yanında…

Elleriyle yemek yedirmeye çalışıyor ama nafile yaşlı kadının içi almıyor yiyemiyor.

Hemşire bir akşam soruyor;

“Teyzem bir şey yemiyorsun ama yemek zorundasın canın istediği bir şey varsa sen bana söyle” diyor.

Yaşlı kadın;

“Fasulye” diyebiliyor…

O hemşire ertesi gün evinde fasulye pişiriyor ve bir küçük bir tencerede yaşlı kadına getiriyor.

***

Kim ne derse desin

…Ve ben bu yaşananları size aktarırken gözlerimden yaş süzülüyor.

Ellerinizden öperim

MELEKLER…

***

Ertesi gün bir tanıdığım aradı; “Evde fasulye pişirip hastasına getiren o hemşire eşim” dedi. Ayrıca eşinin İstanbul’da görev yaptığı zaman “YILIN HEMŞİRESİ” seçildiğini de anlattı. İsmini yazabilir miyim diye sordum. Tabi yazabilirsin dedi.

Ama iki dakika sonra bir mesaj geldi

İŞTE O MESAJ

Bu mesajdan sonra ben ne diyebilirim…

15866

Prof. Dr. Can Çınar Kimdir?

Karabük’ün yetiştirdiği Prof. Dr. Can Çınar 1972 Karabük doğumlu.  Karabük Demir Çelik Lisesinden mezun oldu. Annesi Mürvet Çınar Karabük Demir Çelik Fabrikalarında mühendis olarak görev yaptı. Babası Atilla Çınar ise özel sektörde çalıştı.

1995 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden dönem 10.su olarak mezun olup Tıp Doktoru ünvanını aldı.

Aynı yıl girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) sıralamada ilk 10 da yer aldı ve ilk tercihi olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı.

2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Indiana University Medical Center, Indianapolis ve The University of Chicago’da çalıştı. Yaklaşık 6.5 yıl süren Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi eğitimi sonrası 2002 yılında ihtisasını tamamlayarak Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı oldu. Aynı yıl TPRECD tarafından düzenlenen Uzman Deneysel Araştırma Yarışmasında birincilik ödülünü aldı. Çalışmalarına uzmanlık eğitimini aldığı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzman doktor olarak devam etti.

Prof. Dr. Can Çınar 2007-2009 yılları arasında çalışmalarını ve ameliyatlarını “Anadolu Sağlık Merkezi-Johns Hopkins Medicine” da sürdürdü.2007 yılında Estetik Plastik Cerrahi Derneği’nin Yönetim Kuruluna seçildi ve bu görevini 2009 yılına kadar sürdürdü. 2009 yılında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi temel alanında Üniversite Doçenti unvanını aldı. 2012 yılında yeniden Estetik Plastik Cerrahi Derneği yönetim kuruluna seçildi ve halen bu görevine devam etmektedir. Dr. Can Çınar 2012 Ekim ayından itibaren çalışmalarını Yeditepe Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı olarak sürdürdü. 2017 yılında Profesör ünvanını alan Dr. Can Çınar çalışmalarına Grup Florence Nightingale Hastaneleri ve İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı olarak devam etmektedir. Üyesi olduğu diğer meslek kuruluşları arasında Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, Estetik Plastik Cerrahi Derneği, ISAPS(Internatonal Society of Aesthetic Plastic Surgery) sayılabilir.

Prof. Dr. Can Çınar’ın ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış, ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda sunulmuş bilimsel çalışmaları vardır. Her yıl ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılara katılmakta ve bazı ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıların düzenlenmesinde görev almaktadır.

Prof. Dr. Can Çınar özellikle estetik burun cerrahisi, estetik meme cerrahisi, liposuction ve vücut şekillendirme, karın germe, yüz gençleştirme cerrahisi ve kanser sonrası meme kayıplarının onarımları konuları ile ilgilenmektedir.

Prof. Dr. Can Çınar yakalandığı ilik kanserine yenik düştü ve 25 Temmuz 2020’de hayata gözlerini yumdu.

Not: Prof. Dr. Can Çınar için pazar günü (26 Temmuz 2020) saat 11.00 Zincirlikuyu’da tören yapılacak ardından Zincirlikuyu içindeki camiide namaz kılınacak ve Ümraniye Kocatepe mezarlığına defnedileceği öğrenildi.

4792

Ünlü Prof. Dr. Can Çınar vefat etti

Karabük’ün yetiştirdiği Prof. Dr. Can Çınar yakalandığı amansız hastalık kansere yenik düştü. Karabük doğumlu ve Karabük Demir Çelik Lisesi Mezunu Prof. Dr. Can Çınar yarın İstanbul’da defnedilecek.

Estetik alanında dünyaca ünlü bilim insanı Prof. Dr. Can Çınar’ın Biyografisinde şu açıklamalar yer alıyor;

Prof. Dr. Can Çınar’ın ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış, ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda sunulmuş bilimsel çalışmaları vardır. Her yıl ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılara katılmakta ve bazı ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıların düzenlenmesinde görev almaktadır.

Özellikle estetik burun cerrahisi, estetik meme cerrahisi, liposuction ve vücut şekillendirme, karın germe, yüz gençleştirme cerrahisi ve kanser sonrası meme kayıplarının onarımları konuları ile ilgilenmektedir.

Prof. Dr. Can Çınar için pazar günü (26 Temmuz 2020) saat 11.00 Zincirlikuyu’da tören yapılacak ardından Zincirlikuyu içindeki camiide namaz kılınacak ve Ümraniye Kocatepe mezarlığına defnedilecektir.

Başta ailesine olmak üzere, sevenlerine, yakınlarına baş sağlığı dileriz. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun (3nisan.com)

23539

200 yıllık tarihi konaklar kül oldu

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde 200 yıllık iki tarihi konak çıkan yangın sonrası alevlere teslim oldu.

Edinilen bilgiye göre Tarihi Çarşı bölgesinde otel olarak kullanılan Osman Şenol‘a ait 3 katlı tarihi konakta henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede hızla yayılan alevler iki asırlık binayı tamamen sararken, yangın bitişikte bulunan Ali ve Orhan Demirci’ye ait 3 katlı konağa sıçradı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, arazöz ve su tankerleri sevk edildi. Polis ekipleri patlama riskine karşı çevrede geniş güvenlik önlemleri alırken, iki saatlik çalışmanın ardından kontrol altına alınan yangında iki konak yanarak kullanılmaz hale geldi. Ekipler soğutma çalışmalarını sürdürürken, yangının çıkış nedeni ile ilgili inceleme çalışması başlatıldı.

Karabük Valisi Fuat Gürel, beraberinde İl Emniyet Müdürü Sırrı Tuğ ile birlikte olay yerine gelerek yangın ile ilgili bilgiler aldı.

İncelemelerin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Gürel, iki tarihi konağın yangına maruz kalarak büyük hasar aldığını ifade ederek, “Safranbolu Belediyesi’ne, Karabük Belediyesi’ne ait itfaiye araçlarımız, Orman İşletme Müdürlüğü‘ne ait arozözler, KARDEMİR’e ait itfaiyelerle ve özel şahıslara ait tankerlerle söndürmeye çalışıyor arkadaşlarımız. Kontrol altına alındı şuan için. Soğutma çalışmaları devam ediyor” diye konuştu.

Safranbolu’nun değerli bir kent olduğunu vurgulayan Vali Gürel, “Eski tarihi bir kent olması asabiyle de arka taraftaki sokaklara girme ile ilgili tabi sorunlar var. Ön taraftan müdahale ederek söndürülmeye çalışıldı. Bu manada zamanla alakalı sorunlar yaşandı. Fakat şuan için iki binada soğutma çalışmaları devam ediyor.”

Yangının çıkış nedeni ile ilgili çeşitli söylentilerin ifade edildiğini kaydeden Gürel, kesin sonucun yapılacak olan araştırma sonrası ortaya çıkacağını söyledi.

Gürel, bundan sonraki süreçte çıkabilecek yangınlarla ilgili koruma tedbirlerini gözden geçirmeleri gerektiğini belirtti.

15991

Vali Gürel: Tedbirlere ve alınan kararlara riayet edin

Koronavirüs salgını süreci ile 1 Haziran’da hayata geçirilen normalleşme süreci hakkında basın mensuplarına değerlendirmelerde de bulunan Vali Fuat Gürel;

“Ülkemizde Koronavirüsün ilk görüldüğü 11 Mart itibariyle tedbirler ülkemizde de adım adım planlandı ve sonuç itibariyle Ramazan Bayramına gelindiğinde en başarılı illerden bir tanesiydik. Bunun sebebi dışarı bağlantısı olan hemşehrilerimizin kısıtlamadan dolayı büyük şehirlerden ilimize geliş gidişleri pek olmamasıydı. Kendi içimizde bu hastalıkla mücadeleyi başarılı bir şekilde yürüttük ve o dönem ki vaka sayısı olarak 180 vaka ile bu dönemi kapatmıştık.

Özellikle büyükşehirlerin giriş çıkışların serbest kalması ile birlikte yani 1 Haziran itibariyle ayrıca 65 yaş üstü büyüklerimiz ile ve 20 yaş altı gençlerimizin sokağa çıkma kısıtlarının kaldırılması ve kontrollü sosyal hayat düzenine geçme ile birlikte bizde bir kısım vakalar tekrar görülmeye başlandı.

Mayıs ayı içerisinde çok fazla bir vakaya rastlamamıştık daha sonra ki süreçte ilimizde vaka sayısı çok hızlı bir artış gösterdi. Bunların tamamına yakının dış kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Diğer illerde yaşayan özellikle büyükşehirlerde bulunan vatandaşımız annesini, babasını ziyaret ediyor, sevdiklerini ve arkadaşlarını ziyaret ediyor, bu arada işletmelerin, restoranların, kafelerin açılması ile birlikte vatandaşlarımızın iletişimlerinin çoğalması vaka sayılarındaki artışa sebep sayabiliriz. Aslına bakarsanız kurallı bir döneme girdik, 1 Haziran’da Kontrollü Sosyal hayat ile birlikte Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı her iş yerinin uymasının yükümlü olduğu kurallar var. Hem işyeri sahiplerinin hem de orayı kullanan vatandaşlarımızın açıklanan kurallara uyarak o hizmeti alması gerekiyor. Onun ötesinde vatandaşlarımızın evinde olan iletişimi bilmemiz mümkün değil oralarda tabii yakın temasların olduğunu sonradan öğreniyoruz. Bir vakanın çıktığı zaman kendisine bağlı 15-20 vakanın olduğunu biliyoruz ya da buradan Ankara’ya İstanbul’a veya diğer büyükşehirlere hastanelere giden vatandaşlarımızın oralardan virüs kaparak  buralara geldiklerini biliyoruz.

Şimdi geldiğimiz nokta itibariyle 2,5 aylık sürecinin ötesine geçerek vaka sayımız  nerede ise 2,5 katı bir orana yükselmiş oldu. Vatandaşlarımızın duyarlılığını artırmak adına sürekli bir gayret içerisindeyiz Seyahat ile ilgili kısıtlamalar kaldırılmış olmasına rağmen ve hatta çoğu il gelen vatandaşları il girişlerinde kontrol etmezken biz halen bu uygulamaya devam ediyoruz ve belli bir süre daha devam edeceğiz. Kayıtlarını aldığımız vatandaşları evlerinde ziyaret ediyoruz, durumlarını sorgulayarak karantina veya gözlem altına alınma ile ilgili bilgiler veriyor ayrıca Sağlık Müdürlüğü ekiplerimiz de vatandaşlarımızı tek tek arıyorlar. Ayrıca Polis, Jandarma ve Sağlık ekiplerimiz bu işin üstünde sürekli duruyorlar. Bizler duyarlılık oluşturmak adına sokağa çıkıyoruz, esnaflarımızı ziyaret ediyoruz, vatandaşlarımızla görüşüyoruz. Gelinen noktada vaka sayısının biraz azaldığını söyleyebiliriz ama bu yeterli değil. Sağlık Bakanımız her akşam vaka sayısının arttığı ve azaldığı şehirleri açıklıyor, biz bu şehirlerden değiliz muhtemelen ortalarda bir yerdeyiz, yani vaka sayısı belli bir yerde duran bir şehiriz. Tüm tedbir ve önlemlere rağmen çekincemiz Kurban Bayramı, okullar açılacak, açılır-açılmaz hangi şartlar oluşacak onları daha sonra göreceğiz ama önümüzde Kurban Bayramı var. Yaklaşık bir hafta sonra Bayramı idrak edeceğiz, bu süreçte insanlar birbirine temas edebilir mi? Edebilir. Böyle bir süreç var, bunun için bir kısım kurallar getirmeyi düşünüyoruz. Özellikle büyükbaş hayvan kesimi için her hisse sahibi aileden bir kişinin orada olmasını isteyebiliriz. Ayrıca özellikle toplu kesim yapılan yerlerde belli saatler içerisinde bu işlemi gerçekleştirmelerini isteyebiliriz. Çünkü sabahtan gelip akşama kadar orada bir kalabalık oluşturmaya gerek yok. Hisse sahiplerine saat verilecek o saat geldiğinde hisse sahipleri bulunacak kurbanı kesilip hemen ayrılacaklar, sonra diğerleri gelecek bu böyle devem edecek. Bunu belli bir kural dâhilinde yapabilirsek virüsle mücadeleyi en üst seviyeye çıkarabiliriz. Zaten maske takılması, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyulması genel bir kural onu sürekli uyguluyoruz. Kurban Bayramında sadece ilimize has belli özellikler, adetler var. Her kurban bayramı bir araya gelinir, bayramlaşılır, özellikle yemekli olarak ikramlar düzenlenir, bunları biliyoruz, bunlarla ilgili olarak bazı önlemler alınması noktasında görüş alışverişlerimiz var. Özellikle bu kurban bayramında bir araya gelmenin önüne geçilmesini düşünüyoruz. Vatandaşlarımız mecbur kalmadıkça bayramlaşmaya gitmesinler telefonla veya görüntülü arayarak bayramlaşma gerçekleşsin ki önümüzde ki süreci en iyi şekilde değerlendirelim. Karabük’teki sıkıntı emeklimiz fazla, yaşlımız fazla, diğer taraftan kronik rahatsızlar biraz fazla, vaka sayısına göre ölüm oranımız Türkiye ortalaması ile eş değer olarak devam ediyor ama insanlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Hayatını kaybeden bir arkadaşımız hariç vefat eden tüm vatandaşlarımızın kronik rahatsızlıkları bulunmakta idi ama bu şöyle bir rehavette oluşturabiliyor bende hiçbir hastalık yok bu hastalık bana bir şey yapmaz diyerek kurallara uymayan insanlarımız mevcut. Ya da bu hastalık gençlere etki etmiyor, gençler hasta olmuyor şeklinde bir düşünce ile sokaklarda kurallara uymayan gençlerimiz var. Bu hastalığa herkesin dikkat etmesi gerekiyor, herkesi etkileyebilir, herkese bulaşabilir ve herkesi hasta edebilir bunun bilincini vermeye çalışıyoruz. Hepimizin evinde yaşlımız, annemiz, babamız, dedemiz ve büyüklerimiz var bu hastalığı kaptığımızda evdeki büyüklerimize bizler taşıyoruz ve bulaştırıyoruz. Rahmetli olan vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum. Bir mücadele içerisindeyiz bu hastalığın kesin çözümünün, aşının bulunması, ilacının bulunması gerekir, bulana kadar tedbirleri uygulamayı devam edeceğiz. Herkes karşı tarafta hastalık varmış gibi veya kendisinde bu hastalık varmış gibi insanlara bulaştırmamaya yönelik bir duyarlılıkla hareket etmesi gerekir ki bu hastalıkla başarılı bir şekilde mücadele edelim. İnşallah kısa süre içerisinde salgının azalacağını düşünüyorum, çünkü toplumda duyarlılığının arttığını düşünüyorum. Karabük gibi eğitim düzeyi yüksek olan bir yerde bu vakaların çok görülmemesi gerekir. Takip ediyoruz, görüyoruz eğitim seviyesi yüksek olan illerde hastalık çok fazla artış göstermiyor, bizde handikap 1 Haziran’dan sonra Karabük’te vaka yok zaten diyerek insanlarımızın ilimize yoğun bir şekilde giriş yaparak dışarıdan getirdiğini düşünüyoruz. Bazen rakamları açıklıyoruz, aslında açıklanmasının doğru olduğunu düşünmüyorum, yüksek olduğunda sorun yok,   esas sıkıntı düşük olduğunda yaşanıyor,  bu sefer insanlarda bir rehavet bir gevşeme başlıyor, insanlar sokaklarda maskesiz dolaşıyor, sosyal mesafe kurallarına uymuyor. Malum düğün sezonundayız düğünlerde bir çok kuralı esnetiyorlar, Allah’tan yöremizde halay gibi horon gibi yakın temasın olduğu oyunlar yok ama bir masada otururken konuşurken birbirlerine hastalık bulaştırma risklerinin çok fazla olduğunun bilinmesi gerekiyor.

Vatandaşlarımızdan ricamız bu salgın süreci ve mücadelemiz devam ediyor. Tedbirlere ve alınan kararlara riayet edin, her işletmenin kendine özgü uyması gereken kurallar var, esnafımız başta ona riayet edecek sonra esnafımız vatandaşlarımızın o işletmeye geldiğinde kurallara uyarak sorunsuz bir şekilde hizmetini alaması için gerekli tedbirlerini alacak ve gerekli uyarılarda bulunacak. Hiçbir vatandaşımızın bu hastalıktan dolayı hastanede bulunmasını arzu etmiyoruz, bu vaka ile mücadele top yekün yapılan bir mücadele. Bizlerin bireysel olarak kurallara uymanız bir şeyi çözmüyor, virüsü taşıyan bir birey toplumun içerisinde bulunduğu andan itibaren bulaştırma riskini sürekli taşıyor onun için hep birlikte bir mücadeleye ihtiyacımız var. İnşallah Karabük gibi eğitim seviyesi yüksek bir şehirde  bu hastalığı kısa sürede yenerek normal hayata döneriz diye ümit ediyorum.

İşyerlerinin süreç boyunca faaliyetlerinin kısıtlanması Bakanlıklar tarafından alınan kararlardır, 1 Haziran’dan itibaren Bakanlıklarımız süreci izleyerek faaliyetleri kısıtlanan bu işyerlerinin tekrar açılmasına karar veriyor. Açılmayan halı sahalar ve birkaç işletme grubumuz kaldı, bunlarla ilgili talimatları yine Bakanlık tarafından gönderilmesini bekliyoruz. Bazı yerlerde halı sahaların açık olduğu yönünde bizlere de bilgiler geliyor ama açık olan o halı sahalar kaçak olarak çalışan yerlerdir, ihbarlar geliyor takip ediyoruz ve müdahale ediyoruz. Bizim ilimizde yaptığımız takip ve mücadelenin  büyükşehirlerde takip edilmesi veya müdahale edilmesi ile ilgili bazen sıkıntı çıkabiliyor. Buda bize oralarda açık biz neden kapalıyız serzenişine neden oluyor, tekraren söylüyorum Bakanlığın aldığı bir karardır, şu ana kadar açılması ile ilgili bir karar almamıştır, açık olan yerler ise kaçak olarak bu işe yapıyordur.

Kurban Bayramında vatandaşlarımızdan dikkat etmelerini özellikle istirham ediyoruz. Genel bir kısıtlama kararını biz verecek değiliz ama ilimiz genelinde toplu olarak yapılan etkinlikleri yasaklayabiliriz. Bir köyün bir mahallesinde bütün insanların oraya gelerek orada bayram kutlamasına veya ikram yapılmasını engelleyebiliriz. Ancak bir vatandaşın gidip ailesini ziyaret etmesine, komşunu ziyaret etmesinin önüne geçemeyiz ama vatandaşlarımızdan hassasiyet bekliyoruz. Telefonla görüntülü arayarak veya başka bir yolla temassız bir şekilde bayramı geçirebilirsek önümüzdeki süreci daha az problemle atlatabiliriz. Çünkü kimden hastalık geldiğini bilmiyoruz, kimin hastalık taşıdığını bilmiyoruz, eskiden dışarıdan geldiğini söylüyorduk ama artık bizim ilimizde de bu hastalık mevcut. Onun için biraz daha sabır edeceğiz hiç kimsenin hastane ortamlarını düşmesini istemiyoruz vatandaşlarımızdan biraz hassasiyet bekliyoruz.

Sağlık Bakanımıza zaman zaman soruyorlar “Bu birinci dalga mı? İkinci dalga mı?” diye, şu anda birinci dalganın devam ettiği, vakaların azalmış olması çok sevindirmiyor, çünkü düşebiliyor düştükten sonra tekrar yükselebiliyor, bitti demek mümkün değil, takip ediyoruz. Sağlık çalışanlarımız, Polis ve Jandarma ekiplerimiz büyük çaba sarf ediyorlar, sahada tüm kurumlarımızdan müteşekkil denetim ekiplerimiz mevcut. Diğer taraftan Vefa sosyal Destek Grubumuz gayretle çalışıyor, ben tüm ekiplerimize teşekkür ediyorum, gece-gündüz demeden büyük bir fedakârlık gösteriyorlar.”diye konuştu.

15571

As, Kes, Baş, Odabaş

Kenan Karabacak ağabey anlattı, olayı yaşayan Ali Baş ağabeye de teyit ettirdim..

Nedim As, Necati Kes, Ali Baş, Rüstem Odabaş (Dayı Rüstem) taksiyle Ankara’ya giderler, Gölbaşı’nda arabayı polis durdurur, arabadakilerin hepsi aşağıya inerler..

Polis, tek tek isimlerini, soy isimlerini sorar..

Nedim AS, Necati KES, Ali BAŞ, Rüstem ODABAŞ..

Polis şaşırır, mırıldanır..

-AS, KES, BAŞ, ODABAŞ

-Allah Allah, ilginç..

-Ne işle meşgulsünüz? diye sorar..

Nedim As

-Gazeteciyim

Necati Kes

-Haddeciyim

Ali Baş

-Tuhafiyeciyim

Rüstem Odabaş

-Kulüpçüyüm, deyince..

Polis

-Arabayı arayın..

Karabük’le ilgili ne zaman böyle güzel olayları duysak Can Kardeşim Kenan’la birbirimize anlatmaktan büyük keyif alırdık..

Bugün 34 gün oldu aslanım, gökyüzünde bir yerlerden seyrediyorsundur..

Artık bu sayfalardan haberleşiriz..

Nedim ve Rüstem ağabeylerin ruhları şad olsun..

Ali, Necati ağabeylere de sağlıklı yaşam dilerim..

15822