Birçok şeyi anlamaya/anlatmaya yeter.
Karabük kenti kurulalı 78 yıl olmuş.
Bir asra yaklaşmış.
Yakın tarihimizin çağdaşlaşma öyküsünün en büyük laboratuarı konumunda bir kent var karşımızda.
Yani diğer kentler açısından örnek alınması gereken bir nitelik bu…
Cumhuriyetin bize armağan ettiği kent yerleşkesi Yenişehir ve Sümerbank işçi evleri.
Bunlardan işçi evleri olan Dereevler, 38 Evler ve Yüzevler yıkılarak tarihe mal olmuş.
Karabük 1942 den itibaren bu yapıların etrafında hızla büyümeye başlamış.
Kimi ormanı kesmiş, kimi dere yatağına ev yapmış.
Kimi heyelan falan demeden evleri tepelere kondurmuş.
Kent kısa zamanda arsa spekülasyonları ile yağmalanmış ve açık gözler tarafından çarpık yapılara kurban edilmiş.
Elinize geçti mi bilmiyorum ama rahmetli Belediye eski milletvekili ve başkanlarımızdan rahmetli Dr. Necmettin Şeyhoğlu’nun, ”Seçim Dönemimin Hesabını Veriyorum” adlı broşürü (1973) bu gelişmeleri konu alır.
Broşürde; arsa spekülatörlerinin imar izni vermiyor diye belediye başkanına nasıl düşmanca tutum sergiledikleri, türedi bir sınıfın belediye başkanını nasıl yenilgiye uğrattıkları açık bir dille anlatılır.
Bu arada Karabük Belediye meclis tutanaklarını incelediniz mi bilmiyorum.
Bu tutanakların 2005 yılına kadar olan kısmı benim arşivimde var.
Cumhuriyet Kenti Karabük adlı kitabı hazırlarken (2007) belediye eski başkanlarından Sayın Hüseyin Erer’in izniyle fotokopilerini çektirmiştim.
Bence Karabük’ün yakın tarihini bu belgelerden takip etmekte yarar var.
Bunların en eskisi 1968 yılına ait.
O zamanın Belediye Başkanı Kemal Güneş.
Karabük’ün yakın tarihinin derinden incelenmesine olanak sağlayacak bu tutanakların en önemli özelliği; meclis üyelerinin bir konu ile ilgili geçmişe yönelik çok önemli bilgiler vermeleri, açıklamalar yapmaları.
Belediye Meclis tutanakları bu kentin güncesi ve bana göre en önemli kaynağıdır.
Kentte yaşayanların felsefesini anlamanın en önemli anahtarıdır.
Hangi mahalle ne zaman kurulmuş.
O mahallenin kuruluşunda kimler rol oynamış.
Halk ile belediye arasında ne gibi sorunlar yaşanmış.
Meseleler karşısında kim ne demiş.?
Tepkilerin/isteklerin boyutu ne olmuş.
Bu açıdan fevkalade bir kaynak niteliği taşırlar.
Karabük’te kent belleğine ilişkin başvurulabilecek en önemli belgelerden birisi de eski resimlerdir.
Bu noktada eski fotoğrafçılardan rahmetli Vedat Balkaya ve rahmetli Muammer Özyurt arşivlerinin önemli olduğunu bilmekteyiz.
Eski anıları tazelemek, kentin gelişmesine tanıklık etmek bu fotoğraflar sayesinde olmaktadır.
Ayrıca özel bilgileri olan kişiler bu fotoğrafların altlarına anılarını yazarak kente yeniden hayat vermektedirler.
Ancak Karabük’te kültür adına yapılan çalışmaları destekleyecek bir kurumun ya da sponsor kuruluşun olmaması düşündürücüdür.
Bu husus ciddi bir sorundur.!
Karabük adına çalışma yapacak araştırmacıların sürekli beni aramak zorunda kalmaları bu noktada manidar bir durumdur.
Yayına hazırlamış olduğum Karabük çalışmalarını yayımlamak için bu yaşta belli kurumlara yalvarmak zorunda bırakılmam hiç hoş bir durum değildir.
Eğer destek verilmezse elimdeki belgeler benimle birlikte tarih olacaktır.
Karabük sevgisi taşıyan kurum ve kişiler kent belleğinin yok oluşuna göz göre göre izin vermemelidir….!
Bir kenti sevmek ancak o kenti tanımak ve bilmekle olur.
O nedenle kendimizi yalanlarla kandırmayalım.
650
