11.8 C
Karabük
24 Kasım Pazartesi 2025

SİYASET DÜŞMANLIK DEĞİLDİR

Demokrasinin az geliştiği ülkelerde siyaset algısı da farklı oluyor. Bu da siyasetin sanki düşmanlıkmış gibi görülmesine neden oluyor.
Eleştiriyi demokratik yaşamın bir parçası olarak görmeyen, özeleştiri yapmayı bilmeyenler, kendilerinden olmayanlara karşı düşmanca bir tavır takınmayı olağan görebiliyorlar. Bu da toplumun kutuplara ayrışmasını hızlandırıyor.

Ötekileştirme, itibarsızlaştırma yaptıklarını sanarak, karşıtlarına veya kendilerine destek vermeyenlere Allah’ın selamını bile çok görenler oluyor. Acı paylaşmak için gidilen bir cenazede grup halinde duran insanlarla teker teker tokalaştıktan sonra yarıştığı bir kişiyi ya da kişileri atlayıp, kafasını çeviren siyasetçiler kimlere, nerelere mesaj verirler bilinmez.
Ama, o mesajı alan ilahi bir güç vardır ki; hemen defterin bir kenarına yazıverir.
Kısacası sevgili okurlar, siyaset hizmet yarışıdır. Düşmanlık değil. Çevrenize bir bakın böyle siyasetçiler varsa onlardan uzak durun. Onların size hiç bir yararı olmaz. Çünkü, gözlerini kin, kalplerini nefret bürümüştür.

Bİ SUSSALAR…
Rahmetli Şinasi Nahit Berker, “bu memleket uzun laftan battı” derken ne kadar haklıymış…
Şimdi herkes konuşuyor, memleket ağır ağır batıyor.
Bilen de konuşuyor, bilmeyen de…
Rahmetli Süleyman Demirel 12 Eylül faşizminin ardından milleti cesaretlendirmek amacıyla “Konuşan Türkiye” derken çok konuşmayı mı kastetti bilemiyorum.
Ama, şimdi üzerine düşen de konuşuyor, düşmeyen de…
Bizler, ABD’nin çirkin yüzünü anlatmaya çalışırken bize kızanlar şimdi Amerika’nın ülkemiz üzerindeki emellerini biraz daha iyi görebiliyorlardır sanırız.
Herkes konuşuyor.
Herkes konuşuyor ama, bir çoğu boş konuşuyor.
Danışmanların yazdığı yazıları okuyarak konuştuklarını sananlar ancak iç politikaya yönelik mesajlar verebiliyorlar. Ülkenin dört bir yanını karabasanlar sarmışken, iç politikaya yönelik mesajlar vermek tam anlamıyla bir şark kurnazlığı olarak ortaya çıkıyor.
Bu ülke 40 yıldan beri terörle uğraşıyor. Terörle mücadelede de bir arpa boyu yol alınamıyor. Dağlar, taşlar bombalanarak, bu ülkenin ; okula, hastaneye, fabrikaya harcaması gereken paraları toz olup gidiyor.
Hiç okuyan yok.. Konuşan çok.
Bu hem hükümet kanadı için böyle hem de muhalefet için.
Hükümetin bir bakanının söylediği bir şey bir başka bakanı tarafından yalanlanabiliyor.
Ülke içinde; kaos, karmaşa, terör, can ve mal güvenliği çözüme kavuşturulamamışken, bir de sınır dışı harekatlara girişebiliyoruz.
Büyük Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” deyişini unutmuş savaş tamtamlarını ele almışız.
Toplumun gerilmesi için elden gelen yapılır hale gelmiş.
Ötekileştirme, kamplaştırma, dışlama aklınıza ne geliyorsa yapılıyor. Ankara’daki böyle yapınca, taşradaki mislini yapma yarışına giriyor.
Memleket huzurunu kaçırmış durumda.
Diyojen gibi elimize feneri alıp da huzuru aramanın zamanı geldi.
Hiç kimse yaşamından memnun değil. Emekli perişan halde. Halkın gündemi kimsenin umurunda değil. Üniversite bitirmişler aldıkları eğitimle ilgili iş bulma şansına sahip olamıyorlar. Genç işsizlik almış başını gidiyor. Yaşam pahalılığı insanları bezdiriyor. Zamlar zulüm haline gelmiş. Açlık sınırında yaşayan insanlarımız çığ gibi artıyor.
Tüm bunlar olurken biz de savaş tamtamları çalıyoruz…
Bi sussalar, ortalık öyle bir rahatlayacak ki… Anlatmak mümkün değil.
20 Ekim 2016

Bizi Takip Edin!

19,607BeğenenlerBeğen
2,093TakipçilerTakip Et
1,445AboneAbone Ol

EN SON HABERLER

spot_img