18.3 C
Karabük
14 Ekim Salı 2025

Karabük Günlükleri – 2

Bu hafta, kaldığımız yerden yani Kardemir’den devam ediyoruz. 2009’lu yıllarda fabrikada hem eğlenceli hem de faydalı birçok etkinlik yaptık. Mesela, Karabük’e girerken mutlaka görmüşsünüzdür; yeşile boyanmış iki büyük baca vardır. O bacalar aslında önce tekti ve fabrikanın en uzun bacasıydı. Araştırmalar sonucunda daha geç kirlenen özel bir boya bulmuştuk. Çalışan arkadaşlarımızla birlikte bacayı yeşile boyadık, hâlâ da o renkte duruyor. Öğrencilerimizle birlikte saç levhalara bacaya tırmanıyormuş gibi görünen figürler tasarlayıp boyadık ve kestirdik. Daha sonra bu figürler bacaya monte edildi. Yıllarca orada kaldı.

Fabrikanın içinde de duvar boyamaları yaptık. Balıklar, müzik aletleri, çalışan işçiler gibi figürler duvarları süslüyordu. Tek sorun, fabrikanın ürettiği malzeme nedeniyle resimlerin kısa sürede kirlenmesi ve bozulmasıydı. Buna rağmen, o süreçte hem fabrika yönetimi hem de üniversitemiz yönetimi bize büyük destek verdi ve bizimle aynı heyecanı yaşadı. Bu, hem benim hem de öğrencilerim için çok değerli bir deneyimdi. Şimdi de sizlerle paylaşabiliyorum.

Yıllar geçti; çocuğum olduğu için iki yıl ara verdim. Döndüğümde yeniden fabrika ile güzel çalışmalar yapmak için projeler hazırladık. Öğrencilerimizle her yıl fabrikayı ziyaret ettik, fotoğraflar çektik. Bir seferinde yalnızca fabrika emekçilerinin portrelerinden oluşan büyük bir sergi açtık. Sergi sonunda tüm eserleri Kardemir satın aldı. Bu, öğrencilerimiz için inanılmaz bir teşvik oldu. Bugün o çalışmaların bir bölümü hâlâ fabrika yönetim binasında sergileniyor.

O yıllarda rektörümüz Prof. Dr. Refik Polat’tı. O da, tıpkı Prof. Dr. Burhanettin Uysal hocamız gibi sanatı seven ve destekleyen bir rektördü. Bu yüzden o süreç bizim için çok verimli geçti. Fakat fabrika yönetimi sık sık değişiyordu. Bir ilişki ağı kurmaya çalışırken bir sonraki dönemde muhataplarımızı bulamaz oluyorduk. Bu nedenle projelerden istediğimiz sonuçları alamaz hale geldik. Yine de Kardemir Eğitim Müdürü Burcu Öztürk Hanımefendi ile uzun süreli ve verimli bağlar kurduk. Çalışanlar için sanat çalıştayları düzenledik. Bir öğrencimiz binanın iç duvarlarına resimler yaptı. Ancak geçenlerde Burcu Hanım’ın da ayrıldığını öğrendim.

Kardemir ile ilgili uzun zamandır hem minnet hem de eleştiri bir arada dile getiriliyor. Fabrikanın hava kirliliğine ne ölçüde sebep olduğu, bacalarda filtre bulunup bulunmadığı gibi sorular artık adeta şehir efsanesine dönüştü. Ama şunu söyleyebilirim: Fabrikaya girdiğinizde size verilen turuncu kıyafetler, çıkarken kurumla kaplanmış oluyor. Hele bir de içinize çektiğiniz nefesi düşününce…

Zaman zaman iyi niyetli çabalara da şahit oluyoruz. Örneğin fabrikanın dış cephesi boyandı, ancak beyaz renk ağır sanayi için hiç uygun değilmiş. Bir yıl geçmeden boyadan eser kalmadı. Bir başka girişim, fabrikanın çevresini yeşil çitlerle kapatmaktı; ama bu da görüntüyü pek değiştirmedi. Benim bir fikrim vardı fakat uygulayamadık: fabrikanın Karabük’e bakan hadde binasına fotoğraf giydirme yapıldı. En azından o kocaman gri alan bu şekilde biraz renklenmiş oldu.

Eleştiri elbette düzeyli yapıldığında etkilidir. Ancak eleştirinin yanında öneri sunmak çok daha kıymetli olur. O hâlde ben de bir önerimi paylaşmak isterim: Fabrikanın dış cephesi, zaten zamanla dönüştüğü ton olan antrasit rengine boyanabilir. Fabrikanın yapısına uygun özel boya türleri mevcut.

Bir diğer önerim ise “Işık Sanatı”. Son yıllarda dünya genelinde çok kullanılan bu yöntem, özellikle dev binalarda etkileyici sonuçlar yaratıyor. Çeşitli ışık teknikleriyle yapılan bu sanat, gece olduğunda ortaya çıkan görsel şölenleriyle çalışanlara, şehirde yaşayanlara ve ziyaretçilere bambaşka bir deneyim sunabilir. Bizim fabrikamızda da son derece etkili olacağına inanıyorum.

Yazar:

Prof. Dr. Anıl ERTOK
Güzel Sanatlar ve Tasarım Fak. e. Dekanı

Bizi Takip Edin!

19,607BeğenenlerBeğen
2,093TakipçilerTakip Et
1,445AboneAbone Ol

EN SON HABERLER

spot_img