Karabük bir sanayi kenti….
Hem de ağır sanayin başkenti.
Böyle kentlerde hava kirliliği olur mu?
Olur…
Böyle kentlerde yaşayan insanlar hava kirliliğinden şikayet eder mi?
Eder…
Buraya kadar bir sözümüz yok.
……………………………..
Karabük’te 1990’lı yıllarda öyle bir hava kirliliği söz konusu idi ki sormayın gitsin.
Doğal gaz geldi de bir nebze olsun yaşamımıza yetecek kadar elimizde oksijen alanı kaldı.
Sevinip dururken…
Bu seferde başka sanayi kuruluşları Organize Sanayi Bölgesinde kurulmaya başladı…
Bunlardan bazıları tescillenmiş etrafına zehir saçan kuruluşlardı…
Hatta gerekli önlemler alınmazsa buralarda çalışan işçiler dahi tehlike ile karşı karşıya kalabilirlerdi…
Bu noktada gelgitler yaşandı…
Karabük’te sivil toplum kuruluşları konuyu masaya yatırıp tartışmalar yaptılar.
Hatta bir milletvekilimiz Demoklesin Kılıcı örneğini vererek konunun takipçisi olacaklarını dile getirdiler….
Fakat bu husus askıda kaldı…
Çünkü hava kirliliği ile ilgili şikayetler hiç dur/durak bilmedi…
Hatta…
Bugünlerde ayyuka çıktı.
Hani ne derler…
Sağır sultan bile duydu…
Durum bu gerçeklikte olmasına karşın…
Tabiri caizse hiç kimsenin gıkı bile çıkmıyor.
Konu ile ilgili bilgi verecek ve denetim yapacak makamlar belli…
Eskisi gibi değil…
Teknoloji gelişti…
Hava kirliliğini önleyecek araç ve gereçler var.
İşletme sahipleri,kuruluşlar belirlenen ve istenen usullere göre çalıştıklarında bir mesele yok.
Ancak kazançlarını düşünüp yönetmelik ve kanunlarda belirtilen usullere göre çalışmazlarsa problem ortaya çıkıyor.
Karabük’te bize sıkıntı veren husus bu…
Yoksa kimse fabrikaların çalışmasına karşı değil.
Şimdilerde…
Sosyal medya çalkalanıyor.
Çaresizlikten beddua edenlerin sayısında büyük artış var.
Artık bu ses ve şikayetlere kulak vermek gerekiyor.
Denetimler sıklaştırılsın.
Yetkili görevini yaparken acaba beni başka yere sürerler diye düşünmesin.!
Korkmasın…
Eğer görevini yapmazsa zaten kendisi de zehirlenecek.
Susmasının kendisine bir faydası olmayacak…!
1055
