15.6 C
Karabük
19 Nisan Cuma 2024

Demokrasi Atmosferi

Dünkü yazımda hoşgörü eksikliğinden bahsetmiştim.
Bu durumun uzlaşma kültürünü yok ettiğinden bahisle bugünkü yazımda demokrasimiz üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Türk demokrasisinin tarihe geçmiş kendine özgü özelliklerinden biri hiç kuşku yok ki, parti içi demokrasinin olmaması ya da yetersizliğidir.
Otokratik,tek şefe ya da başkana bağlılığı esas alan,eleştiriyi ve eleştirilmeyi kabul etmeyen,mutlak itaati esas alan particilik anlayışının varlığı kusurlarımızın ilkini oluşturmaktadır.
İroni yaparak söylemek gerekirse esasına bakarsanız bize uygun bir model…!
Eleştirilecek bir yanı da yok…
Demokrasi sürecinde iken “darbe yapılsın” çığlıkları atılan bir toplumda olağan bir gelişme…
Ön seçimsiz aday belirleme biçimi ya da tepede belirlenen aday listelerinin revaçta olduğu bir demokrasi anlayışı…
Anti-demokratik bir özellik taşısa da aslında bu durumun toplumun genel kabulüne uygun bir anlayış olduğu da bir gerçek…
Yaşadıklarımız bunun en büyük kanıtı…!
Bunların hepsi ;İttihat ve Terakki Partisinden beri süregelen siyasi geleneğimizin günümüze bir dayatması olarak ta düşünülebilir…
Adayların adaylıktan çekilirken yaptıkları kendi partileriyle ilgili yaptıkları olumsuz açıklamalar,gösterdikleri tepkiler nezaketen belki demokrasilerde olmaması gereken bir durumdur ama biz seçmenleri düşündüren çok önemli de bir yönü bulunmaktadır.
Nedir bu yönü.?
Seçilemeyen adayın seçimi kaybetmesi ile ilgili olarak gündeme getirdiği iddiaların ilginçlik taşıması…
Bakın serzeniş cümlelerine…
“ben oyuna getirdiler…”
“Ayak oyunlarının kurbanı oldum.”
“Parti tek şeflilik esasına göre yönetiliyor ve demokrat değil,halkın görüşlerine ve eğilimlerine değer vermiyor”
“Bizim partide arkan güçlü değilse aday seçilme ihtimalin yok.”
Vb….
Bu serzenişlerin eşliğinde seçmen olarak bizlerin aklını birçok soru gelmektedir…
Adayların seçilememe durumunda kendi partilerinden hoşnut olmamaları ilginçlik oluşturmaktadır.
“Parti” mi yoksa “kişiler” mi sorusunu gündeme getirmemize ve düşünmemize yol açmaktadır…
Evet biz partiye mi yoksa adaya mı oy vereceğiz.?
Aday seçilememiş aday adayı partili bu konuda ne düşünür acaba?
Bu sorulara verilecek yanıt onların ;“dava ve hizmet adamı mı” yoksa “kendi çıkarlarına göre hareket eden,bireysel menfaatlerini her konunun üstünde tutan kişiler” olup olmadığını ortaya çıkaracaktır.
Ben demokrasiye içten bağlıyım…
Bu anlamda sadece partimi düşünüyorum…
Partim iktidara gelecek mi gelmeyecek mi?
İşte bütün düşündüğüm bu…
Bunu diyebilen aday adayı var mı acaba.?
Yoksa kişisel hırslara ve ihtiraslara yenik düşüp entrika peşinde mi koşulacak acaba…
Demokrasi ve kalite bu sorulara verilecek dürüst cevaplarda kendini gösteriyor.
Söz de demokrasi olmaz.
Olursa rejim depreme uğrar.
Öz de demokrasi olabilmesi için kendimizi terazide tartmamız gerekir.
Yeterli seviyede demokratik kültür ve bilince sahip miyiz …!
Demokrasi de eleştirmek ve muhalefet vardır.
Hep benim dediğim doğrudur düşüncesi yoktur.
Bu bilince en kısa zamanda ulaşma en büyük temennimiz…
Hepinize demokrasi dolu günler temenni ediyorum.
Çünkü siyasal sorunlarımızı en iyi çözebileceğimiz iklimi bize gerçek demokrasi sunabilir.

591

Bizi Takip Edin!

19,607BeğenenlerBeğen
2,093TakipçilerTakip Et
1,445AboneAbone Ol

Diğer Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

19,607BeğenenlerBeğen
1,501TakipçilerTakip Et
2,093TakipçilerTakip Et
1,445AboneAbone Ol
spot_img

Diğer Haberler